Göç Zamanı
Göç zamanı geldi
Artık mevsimlerden sonbahar Kar yere düşmeden Gökyüzüne uçar kırık kanatlı kuşlar Ağaç dalında kuruyan son yaprak Çaresizliğe kıvranır yüreğimdeki deli aşk Kor düştü sevdama sevgili kor Sensizliğe tırmandım bu gece Zifiri karanlıkta ateş düştü de bedenime Son yolculuğa çıkar gibi yürüdüm sessizce Düzlüklerin yamaçla buluştuğu yerlerden geçtim Akasya çiçekleri çoktan dökülmüş Kuruyan yaprakları gökyüzüne uçuşuyordu Bir eylül sevdasını sırtıma yükledim sevgili Sanki sonbahar yaklaşıyordu Tırmanıyordum sevgili dağın yamaçlarına Patika yollardan inadına, inadına yürüyordum ardından Boz kayalarda parçalanıyordu bedenim Yosun tutuyordu bir yanım kırağı çökmüş yüzeylerde Gözlerim gözlerine dalıyor yürüyordum sevgili Hasretin ağırlığı üzerime çöküyordu Ey sevgili Mavi gökyüzünün sonsuzluğu zirvede beni bekliyordu Yetişmek için akarsulardan geçiyordum. Islana, ıslana Sulara daldıkça ateş çöküyordu üzerime Alev, alev yanıyordu bedenim serin sulara dalıyordum Susuzluktan çatlıyordu hasretine kar sularında yanıyordum Yoruluyordum sevgili Zülüflerin tel, tel kement oluyordu belime Yapıştıkça toprağın üzerine zirveden kokun geliyordu Attığım her adımda gözlerin gözlerimde ağlıyor Yüreğimin ta ortasından ismin Kuruyan ağaçlara kazınıyordu Bu durgun nefes son çırpınışıyla zirvelere ulaşıyor Gökyüzünün mavisi ile buluşuyordu, buluşuyordu ya Uçan kanadı kırık kuşlarla son tango başlıyordu Alabildiğine gökyüzünün maviliğinde Gözlerim gözlerinde ağlıyor Göç zamanı başlıyordu. Yüreğimden yüreğine |
Mavi gökyüzünün sonsuzluğu zirvede beni bekliyordu
Yetişmek için akarsulardan geçiyordum.
Islana, ıslana
Sulara daldıkça ateş çöküyordu üzerime
Alev, alev yanıyordu bedenim serin sulara dalıyordum
Susuzluktan çatlıyordu hasretine kar sularında yanıyordum
Güzel bir şiirdi. Tebrik ediyorum.
Saygı ve selamlarımla.