TOZ DUMANdumanı esir bir sevda yanığısın, zihnimin al yuvarlarında aksi yönde her firara teşebbüste yakalanıyorum yine imzasız bir ihbarla yuvarlak yalanları alıştırdım nasılsa kıskançlık masallarına uzaklaşamam ondan işte gönülsüz kaçmam da bir müddet sonra gönüllü yakalanışlarım da... ya aklımla ihbarım kavgalı hâlâ ya da ,küçük olduğundan daha yuvarlak dünya... metanet kavgalarım boşa düştükçe eziyorsun daha çok sevda yükünün som ağırlığı senden daha kahırlı o zamanlar ama söz dünya dönmeyi bıraksın unutacağım seni işte o zaman... kahramanlık türkülerim tükendi de ben kurtulamadım hâlâ en ağır yaralar iyileşirken üç beş ayda bir sıyrık sanmıştım bilemedim tüm ömrümden hançerlenmişim oysa... bir bank önüydü günlerden cuma... dalgındım apansız bir seyrek tonda oldu her şey kırmızı bir şapka ve saçlarla saklanmış iki çukur takıldım aniden düşmedim gördüm... anlaşılır gibi değildil zaman da göz açıp kapayıncaya kadar... çarpıldım serin bir havada hem de hiç göz kırpmadan... uyandım ki; evet öyleydi yaralıydım en ağırımdan... her şeyin ilki epey ağır olurmuş kurtuluşun da esaretin de... her yıl uğruna sancak çözdüğüm işte şu zıpkın gibi bakan yeşil gözler! ilk tesadüfler hep bayramdır evet ama şu kurtuluş törenleri çok yıkıcı ,çok berbat ve kördüğüm... şehrimin tüm kilitleri sana bahşedilmişken kırık kanatlı kapılara, mahrem izler değiyor şimdi ne çok hız düşkünüymüşsünüz, unutma özürlü yıllar ve sen yolcusuz tramvayın karanlık birinci sevda tüneli, zaman... oysa,dün gibi çayıma kattığım gülüşler martılara attığım simitlerdeki diş izleri, susam kokuyor hâlâ bak burada da gülmüşsün yine objektife! arabım sürgünde hâlâ; dumanım cigaramda voltalanıyor oysa üç kuruşluk bir bakıştı attığın, göz boşluğundan kısa mesafeden vuruldum işte sana ,tam şuramdan... hayat aslında gözünün önündeki kirpik kadar görünmez masaldan düşmüş bir toz tanesi kadar ufacık ve uyurken nefes alıp vermek kadar boş! bu sevda dedikleri olmadan... yine yoksun ya işte hâlim, ondan toz duman... ToprağınSesi |
martılara attığım simitlerdeki diş izleri, susam kokuyor hâlâ
bak burada da gülmüşsün yine objektife!
arabım sürgünde hâlâ; dumanım cigaramda voltalanıyor
oysa üç kuruşluk bir bakıştı attığın, göz boşluğundan
kısa mesafeden vuruldum işte sana ,tam şuramdan...
hayat aslında
gözünün önündeki kirpik kadar görünmez
masaldan düşmüş bir toz tanesi kadar ufacık
ve uyurken nefes alıp vermek kadar boş!
bu sevda dedikleri olmadan...
yine yoksun ya işte
hâlim, ondan toz duman...
Çok güzeldi şiiriniz. Tebrik ediyorum.
Saygı ve selamlarımla.