ALAZIN YAKSIN BENİ
Âşık sevdâsız olmaz, eğer ki acımazsan
At aşkın fırınına, alazın yaksın beni Öyle candan sarıl ki, daha ilk gördüğün an Bir ahtapot misâli, kolların sıksın beni. Birden bire ne oldu, ne demeli restine Hele de suçum olsa, yârin bana kastı ne Ondan beklentim o ki, sol göğsünün üstüne Gül ya da mendil gibi, döşüne taksın beni. Vuslatımız yakın mı, hangi ayın kaçına? Kördüğümle bağladım, ben gönlümü saçına O yâr aşk hançerini, kalbimin tâ içine! Alsın eline çekiç, mıh gibi çaksın beni. Gözüm kaldı o yârin, o hilâl kaşlarında Daha tâze bir gelin, otuz/kırk yaşlarında Karlı, buzlu bir günde, ıssız dağ başlarında Aşkın o sert rüzgârı, esince yıksın beni. Adamın kıymetini, adam olanlar bilir İnsan için insanlık, her şeyden önce gelir O güzel gözlerinle, girdap vârî ne olur Çeşm-i şehlâlı bak ki, gözlerin çeksin beni… 23/10/’10 Hanifi KARA |