11
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1748
Okunma

ölümü arzuladığım kadar arzulamadı beni ölüm
I.
kalplerini alametlere iniltelerle taşıyan
zavallı fır dönenler
o zaman biz ki
bizler ki piç
analarımız yosma
bağlandığımız gücün ölüsü
sünepe beynimiz
bangır bangır bağırarak
tarihin zarflara pulladığı
parlak medeniyetler
döşeklerimiz
beyaz bezlere sarılanlar
düştüklerimiz
dil(l)enen biz
ödünç verdiğiniz göz:aç
çaldığınız ekmek:küflü
bereketiniz nasırlı
o halde dolu hayatın kirli küllükleriyiz
yürürüz ödümüzün hödüğüyle şimdi
insan insansızlığı ortasında.
II.
kendi kokularına iğrenmeyen hayvanlarız
dehamıza atlayan maymun
düşümüze giren köpeklik
bâki uğrak yerimiz toprağın sadıklarıyızdır.
ölüm gelir alır altın kaplamalı saçakların altından
yürürüm şimdi
toprak damlı pasajların ortasında
tüm beyaz giyinenler beni izler
ben onlara bakar mırıldanırım,
göğsümde med-cezirler kururken.
yöneten paçavralı yüzler
ruh sürülerine çarpmış kuleler
zındık bir esneme
gelir kemiklere
yaşayan bir ölü
acınası kerhanelerin başında bekleyen.
eksiği hiç
varı eksik
belirsizlerin yalaklarında
ne çokların kahkahaları
ne azların süpürge saçları
kimse düşünmesin
mezarların bir gün düzüşeceğini
İsa ’nın alnında sıvalı dururken tarih.