AŞKIN TEZGAHIYıldızlar Yeryüzünü seyrederken âlemden Öksüz yalvarışlardan geceye hüzün düşer Masumca kelimeler dökülürken kalemden Hasrete isyan etmiş heceye hüzün düşer Isındıkça gökyüzü yakar aşk sema vatı Âlem huşu’ya kalkar yıkar abı hayatı Arzular umutsuzca uykusundan ayarken Kaç sevda Leyla’sını karanlığa terk eder Kâinatın kalbinden yıldızları soyarken Törpülenen ömürler cana zehir zerk eder Yenik düşer gururlar yaş döker aşk önünde Nice eğilmeyen baş diz çöker aşk önünde Saatler sevdaların vaktine kurulurken Aşkın değdiği her yer avuç avuç yaş olur Firkatin sancısıyla umutlar vurulurken İnleyen nağmelere hasret arkadaş olur Acılı hayatların gerçek yüzü görünür Solgun yürekleri ve ömrün güzü görünür Aşkın son rüyasını görmeye çalışanlar Sarıp sevmeye değer sevdayı bulamazlar Ufuksuz hayalleri kırmaya çalışanlar Bin kere ölmek ister canına kıyamazlar Beklemekten yorulan görmez olur gözleri Aşkı sayıklar durur anlaşılmaz sözleri Günahsız uykuları düşkün zelil kılanlar Koparılan yüreğin dinmez sızılarıdır Sevdayı zehirleyen hain sinsi yılanlar Sahte gözyaşı döken kalbin hırsızlarıdır Ve aşkın tezgâhında ömürler bir bir söner Öksüz kalan mekânlar viran haneye döner Muzaffer TEKBIYIK |