Baharın Yamacında Yalnızlık Bohçasıanne ; dudaklarımda büyüyor yalnızlığın busesi gözyaşlarım beslemiş onu belli yıllardan beri yoksa çıkarmıydı çeyizim dibinde , siyah beze sarılı gözleri anne; eylül gibi dökülüyor saçlarıma beyazın lekesi bense baharın yamacında dizleri kanlı yüzü kirli babama söyle söyle bilsin anne kızının kirpiklerine saçkıran vurmuş teninde çelimsiz tohumların bedenleri uzamış susmayan feryatlar mekan kılmış duvarların önünde acısı boyunca yarası taze , kabuk bağlamayacak kadar inatçı bir yanı hep eksik kalmış de anne bak sayfaları öksüz satırları yetim harflerin yaşları ile ıslanmış şiire küsecek kadar çaresiz anlayacağın kendini kendinden elemek üzere de anne sokaklarında ayyaşların nârâ sesleri kulaklarında pası silinmeyen şarkılar nakarat hep aynı ve Baha’nın hüzün kokan yorumuyla bir kez daha yola çıkar yaşlar ardında gök gürültüsü derken! üşümeye başlıyorum annem dolanıyor dilimin kayganlığına baban süzülüyor gözlerimin pınarlarına en sonunda ; bitter sevdamın hayalini de düşürüyorum elimden her şey tuz buz yıkamak için çıkıyorum avuçlarımdaki özlemi su ile gitti su gibi bitti kandili üfler rüzgar gece kollarım(d)a gevşer siyah teni kaderime gölge eder. en iyisi boşver söyleme duymasın babam , sende hiç birini bilme anne senaryosu sonlandırılmış bir hayat ve başına kadar dolmuş bir kaset şimdi restart zamanı 23/09/2010 10;40 eMİNE |