4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1587
Okunma

" Eğri ayağın gölgesi de eğridir . "
Mevlana Celaleddin Rumi
Gölge / Çocuk
On dördündeydi kız
Bir arabanın arka koltuğunda
Henüz ayılmış istemsiz sarhoşluğundan
Kasıklarındaki sızının sebebinin farkında
Öylece baktı sevdiği adamın hiç tanımadığı suratına
Anlamaya çalıştı ,
Sevgisiz sevişen erkeğin ruh halini
Anlayamadı...
Küçücük yüreğinde
Büyük ve kutsaldı sevgi
Öyle ki
Hoyrat ellerin hikayesini okumamıştı ona annesi
O; her köşesi aşk kokan bir yuvada
Narin bir çicek tohumu olarak ekilmişti...
Ondokuzundaydı erkek
Elinde esrarlı sigarası
Başı dumanlı
Ruhu aç
Susuyordu...
O
Büyüdüğü dört duvardan aldığınca şevkat
Ve anca o kadar sevgi biliyordu
Yetimhane sıcağınca sarıyordu kolları
Sardı kızı
Isıtamadı...
Eğri ayak / Anne eskizi
Ruh ateşini ucuz şarapla söndürüp
Tensel sevişmelerin her evriminden geçtiler
Öpüşleri ikinci kalite plastik kokuyordu
Elleri soğuk
Kalpleri, an itibarı ile mekanik
Beyinleri bir sokak köpeğininki kadar
İçgüdüsel çalışıyordu...
İniltileri
Akortu bozuk bir piyanodan çıkıyordu sanki
Farketmediler...
Zaten
Onlar hiç Mozart dinlememişti.
Her konaklayan yolcunun
Soluklandığı, ama nefes almadığı
Virane bir han bahçesiydi kadının bedeni
Binlerce tohum bırakılmış
Hiç sulanmamış
Çiceksiz bir harabe
Adam indi bahçeye
Soluklandı
Adet bu ya, o da bir tohum bıraktı
Kara çalı ...
Gizlendi tohum
Bir köşede sulanmadan büyüdü
Kara çalı koklanır mı
O hiç koklanmadı.
Kutsanmış sevda çiçekleri
Aşk seramonilerine melodi olurken
O, aforoz edilmiş şarkıların notasıydı
Aşk çocukları beden oldu birer birer
O, eğri bir çift ayağın gölgesi kaldı...
5.0
100% (4)