SENDEN VAZ GEÇMEK ZUL DEĞİL Mİ BU CANA
desen ki belanın kahrına çirkef bir çığlık düştü
susar yanık kaval sesinde notalar adına kına yaktığım tenimde ağlar başı bozuk sevdalar ve yığılır ellerime yüreğimde erittiğim dağlar herşey tarumarken kıyamet arifesinde rahat varmıdır mahşeri vicdana söyle senden vazgeçmek zul değil mi bu cana dilimin kelepçesi zindan vurgunu güneşler kundaklar alın yazımda aşk illeti yusuf’un kuyusunda ağlarken günahsız bir cenin nasıl kıyarsın acımadan bana söyle senden vazgeçmek zul değil mi bu cana ne dersen de vebalim gibi ruhuma kazınmışsın kaniat her doğurduğunda güneşi bin bir sancıyla göbeği kesilmiş vakit gibi ilk çığlığımdasın adın duayla okundu kulağıma çınlarken asumanın kulakları kana kana söyle senden vazgeçmek zul değil mi bu cana kuytunda perde perde canım susar mecnun bile şaşırmışken yolunu leyl’de ben zifirinde nasıl yolumu bulurum gözleri kamaştıran karanlığın varken nasıl bakarım şavkına ateşinde buz kesmişken bedenim nasıl yanarım bilsen dona dona söyle senden vazgeçmek zul değil mi bu cana desen ki vebalin kahrına çirkef bir çığlık düştü mevsimler vakitsiz geldi kıyamet kıyamda bekler israfilin sur’u yırtar kulakları bu herc ü merc içinde düşerse yolum dergahına ölüm bir nefes içimdeyken yüreğim tutunmuşsa sana söyle senden vaz geçmek zul değil mi bu cana NİLÜFER GÜR GÖKDEMİR 4 EYLÜL/2010 04.50 |