Her Sevda Yarımdır
Ebedi unutuluşların kumdan saraylarında
Acıdı gönlümün köhnemiş zaman saatleri Ruhsuz tümcelerden şiir örüyor insanlar Meçhul davaların girdaplarında dönerek. Her çırpınış kendi imlasını bozar baharda İçimizdeki dallara sokulur kuşlar er şafakta Omurgasız sevdaların yapısı göçer zamanla Kar altında titrer kardelen, gücense de ayaza. Bir martının gagasına gizlenir aşk, sokulur sancıya Her sevda yarımdır, öpüşür derinliğindeki dalgayla Yanılsamalı dillerin coğrafyasına erken iner sonbahar Uzanır yüreğimizin kıl çadırlarına, ağlar yolcusuyla. Her gece yarasalar çiftleşirken umutsu Ömrümün hicaz salıncaklarında ten üşür Göz görmez, gönül kulak kabartır özleme Kül kendi iç yangınıyla sarılırken geceye. Uzat ellerinin alevini, kanasa da dillerim Amansız bir yolculuğun seferindeyim Sevda koymuşlar ah! Yalnızlığın ismini Dermansız dertlerin uzak seherindeyim. Sessizliğin kucağına gecenin çığlığı düşerken Bir çiçek hıçkırır yapayalnızlığın kuytusunda Bülbüller isyankâr, içerler güllerin gözyaşını Rüzgâr meltemin elleriyle çamların saçını tarar. Esareti peşin ödenmiş ayrılıkların darağacına çek bedenimi İşgal edilmiş aşkların kirli bayraklarını çekerek gönderime Mor tutkuların masallarından demle yârim gönül çayımı Bitmeyen bir hüznün girdabında bulmadan ah! Cesedimi. Bekle beni umutların kandiliyle, tüketme yüreğini En mavi düşleri biriktirdim sana, süsle boncuklarla Özlemin çığlıklarını ekelim ovalara, unutarak dertleri Ürkek adımlarımın hicazıyla geleceğim yar yurduna. Selahattin Yetgin |