Eskimeyen Sevgi...
Zamansızdır Her Gidiş…
Çok oldu gideli, eskidi nice anıyla göç mevsimi ak boyalı anamın demet demet saçları… geçmişi silinmeyen sözleri masaldan tekrarlar. duvarlardan çıkıp gelecek sanırsın annemin ilk sevdiği on yedisinde gözlerini açtığı babam… saklar durur naftalin kokulu beyazını çelik topuk sivri burun nikahlığını komparsito dansta buluşmuş elleri nihavent bir şarkıdır sevdikleri senesi bir günü oysa her günü gözlerinin rengini vurur ela ötesi özlemi… üç cemre düşürmüş karnından biri ben iki de ağabeyim meyvesiyiz ölmeyen sevgisinin. sohbeti severdi dilleri evimiz direğimiz her şeyimiz gözleri güleç bir oda aşımız neşeli iki lafın belini kırardık da hasret zor iş eski Türk filmleri ağlardı gözlerimizde siyah beyaz aşktı geçmiş perdesi kaçkın sahnesi tozlu benzerdi replikleri… anlatır dinlerdik hala da dinleriz kitap baskısı gibi yinelenen eski günleri ayıptı sevdalaşmak nağmeler anlatırmış içteki gizemi sokaklar gezilmek içinmiş babam hiç öpememiş nikâh saati ödünç bir bekleyiş eskilerin diyeti adabı muaşereti… bir kere nasılsa denk düşmüş arka bahçede bir kuyuya gizlenmiş tek öpücük çıkrık çıkrık su çekmiş sarılmalar ilahi zaman neymiş eski aşklar… anam babamı ne çok yılla bölmüş de eskimemiş ebruli bir rüya geçer andığı zaman. susmuş bir aşka kaç renk katsam katmanında kalır esrik yalnızlığında geride kalanda matemli anılar. |