10
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1574
Okunma

‘’ben dağlarda uçan kuştum,uçan kuştum
kanatlarımdan vuruldum’’
bir çıkrıkta çarkım ben
iplik misali ömrüne dolanıyorum
bu dönemeçte kangren oluyor kalbim
ya kesip at, ya onar beni sevgili
kan kaybından tükeniyorum
sevinci bilemeyen çocuklar gibiyim
bir baba şefkatiyle sarıl hayatıma
ben aşkı yazamam
yazarsam yaşadıklarımı kırılır kalemim
duygularım darağacında sallanır…
buz kesiyor parmaklarım donuyorum
aşkın ruhuma bıraktığı ağırlığıyla sendelerken bedenim
gökyüzü bile benden daha çok yaklaşıyor sana biliyorum
anlıyorum ki türkülerimiz sevda/sevdamızsa hasret kokuyor
sonra;
baki(re) bir aşka teslim ediyorum kalbimi
bağımlılık yapan gaddar bir acıya siper oluyorum
hükmüm verilmiş, suçum sabit
müebbet yiyorum aşktan…
gece sağır ve kör etmeye meyilli
ilk kez sükuneti fark ettiğimde geldiniz
yağmura kurban verirken kuru tenimi
güneş gibi ışık verdiniz…
öyle istekli öyle çok geldiniz ki
yokluğumu var edecek kadar
varlığıma meydan okurcasına dimdik
bildiğim her şeyi unutturacak kadar
beni/siz’i yeniden yazmak için geldiniz
toplayıp dağınıklığı(mı) nasıl da güzeldiniz
önemli değil isminiz/
nerden geldiğiniz/nereye gittiğiniz
sadece diyorum; sevebilir misiniz beni
yargılamadan/yadırgamadan
ve hırpalamadan duygularımı
hiçbir şey almadan, hiç bir şey vermeden
ama en çok almadan verebilir misiniz sevginizi
çaresizce özlemekten yorulmadan hiç
siz diyorum…evet siz!
ayrılığa direnirken yüreğiniz
yol gözlerken, yorulduğunda gözleriniz
hala beni sevebilir mi düşleriniz
sahi, siz hangi iklimden gelmiştiniz
benim coğrafyamda
aşk hep kurak topraklarda can çekişir
iki yüzü vardır akan nehirlerin
siz akıntısına kapılıp karışırsınız denizlere
ben asice dağların yolunu tutabilirim
gökyüzüne yakın olmak isterim
kanadına takılıp bir kuşun
fütursuzca uçmak isterim
siz diyorum, işte s i z!
elime bakıyorum
parmağımdaki ben’e
bir ben bile böyle yakınken bana
siz diyorum, neden uzaksınız böyle
yada ben
s i z’e…
vurgun yemiş gibi duruyorum aniden
anlıyorum, anlıyorsunuz
belki en iyi yaptığımız şey bu!
yanılgılarla geçen bir ömrü
kurtaramayacak olmayı bilmenin
verdiği sancılı bir umutsuzluk
belki umutsuz bir sancı
bunun adı bozgun
hayatın bir çalımıdır içimizin ezgisine
ama diyorum
yine de sarılıp tutunabilir miyiz sizinle
umudun iki yakasına yapışabilir miyiz
kalplerimizle sığınabilir miyiz sevdaya
düşlerimizle yol alır mıyız sonsuzluğa
a y n ı t u t k u a y n ı h e v e s l e…
fulya
eylül/2010
5.0
100% (6)