Demir Diliyle Aşkölmeden görülmez irem gibidir tafralı ıssızlara saklanırken eş ruhum işte yaramazmış işe ısıtmaz koynunda yatırsan bile depreşirken kutup uzaklığı bir resmin yankısını provakasyona gebe rüyalar yutarmış sadece! ben hep öyle sanmıştım boşaymış kıpti gecelere saklanmış ıslıklar çabaladıkça tüm beden eni konu yorulmak! ne kadar lisan bilmek o kadar yanılmakmış hataymış yüreğim! ama olsun aşka dair işaret dili bilmezmiş inandığı kadar sevmeye yüreği olmayanlar...! havada nasıl durulur hiç okumamışsın daha! hiç yatmamışsın daha böylesi ateşle nasıl söyler bir insan hiç öğrenmemişsin nalını düşürmüş dil lal’den çok topal! evet karşında ama... yasak ülke dili gibi ölümden fazla kekemesin sevdana havadan sudan konuşuyorsun işte saçma sapan içinden trenler geçen alkolsüz kelimeler uçuşuyor beyninde daha yanaşmadan yanına irtifa alıyorsun! ayakların yerden kesilmiş kimin umurunda...! evet tek öğün yemek yeterli ama doymuyorsun tek başına açsın; ama umurlar başıboş su içsen sarhoşsun işte! gözlerini aralasan yine özlem mikrop karışmış bir kere kanına! istiyorsun işte; usul usul süzülsen o kırmızı basamaklardan elmacıkların tam altında bir soluk! kıyabilsen hele bir de ; ki bu deliliğinin solladığı kaçıncı ramak! hele o şarkıların hatırını bir saymasan! istiyorsun işte delice nedir senin o aşk dediğin ! bakışları tutup saçlarından O acabalı mavisini soyundurup beyazından ayırsan işte sevmek budur! diye gözüne gözüne soksan...! tam anlatabileceğini sandığın zaman işte yine sudan bir laf ! .... .... denizi seviyorum diyorsun görmüyor yağmurda aptal oluyorsun faydasız suya aşığım desen biliyorsun yağacak üzerine bembeyaz avucunu öpüyorsun sürekli deliriyorsun nasıl gösterir insan acabalı sanılan bir çarpıntının şiddetini çıkarıp orta yere koysan kabıyla kavgalı ki; sığmıyor zaten sen robot resmine bile akla gelmedik imgeler dizerken bu nasıl bir ölüm bilir misin iki kürekle o çarpıntıya sarhoşluk damgası yiyorsan...! yürek mangalı tez sönermiş ya ne inadı kadar da cesaretli ne de dumanı kadar kızılderili! duygu yok kalmamış bunda kıskanmaz küsmez en kötüsü doğuştan kör... _ asılır_ _sever_ _bayılır_ _ölmez_ eh! yerine nasılsa tüm suçlarını yükle(n)diği bir dil var! o asılır asılırsa... tabii; bir köre; sarının siyahtan farkını anlatmak ona düşmüyor nasılsa! hem gerek bile yok ona kalsa.. çok basit... _iki ıslık...tut ..yakala.._ hem hiç gerek bile yok; ciğerden usareli şuh nefesli parşömen kuşanmış serenatlara begonvil kokulu hoş abiye şiirler yazmak hepten boşuna herkes görür herkes bilir aşk postalamak kör rüzgarlara! gece vakti düşebilmek bir rüyaya ya da mışıl bir uykuda mesela; yüzüne aşırı promil uyuşmuş bakmak aç hırsız gözleri doyura doyura...! yüreğim! daha ne söyleyebilirim inan hiç bilmiyorum sana ulaşan son trene attım yine kendimi marşandizi yaralı bir vagonda ölüyorum bak! demirlerle bile konuşmayı öğrendim söyleme/sen de olur ama ne olur göster! senin işaret dilini öğrenmen ne kadar sürer...! biliyorum belki yine işaret dilini pas geçen garlarda olacaksın ve belki yine; yol boyu çengele/aklına asılı tabelaları sorgulayacaksın soracaksın mesela; demir dili ne işime yarar! işte ondan, bu kez sen sormadan ben söylüyorum! çünkü seni anlatamayacağım kadar çok seviyorum...! Toprağınsesi . |
ciğerden usareli şuh nefesli parşömen kuşanmış serenatlara
begonvil kokulu hoş abiye şiirler yazmak hepten boşuna
herkes görür herkes bilir aşk postalamak kör rüzgarlara!
gece vakti düşebilmek bir rüyaya
ya da mışıl bir uykuda mesela;
yüzüne aşırı promil uyuşmuş bakmak aç hırsız gözleri doyura doyura...!
yüreğim!
daha ne söyleyebilirim
inan hiç bilmiyorum
sana ulaşan son trene attım yine kendimi
marşandizi yaralı bir vagonda ölüyorum
bak! demirlerle bile konuşmayı öğrendim
söyleme/sen de olur
ama ne olur göster!
senin işaret dilini öğrenmen ne kadar sürer...!
İmgeleribol şiirinizle işaret dilini öğrenmeniz ya da öğretmeniz uzun sürmeyecektir diye düşüyorum. Yüreğinize sağlık.