VUSLAT ZAMANIBugün son buluyor hasret yılları Bir beni saracak yârin kolları Bereket kuşansın asma dalları Bu şarap, bu gece az gelir bana... Endâmım tebessüm kuşanadursun, Turnaların gözü nişana dursun. Hicrânım çehremden boşanadursun Mutluluk kız-oğlan kız gelir bana... Yirmidört saati siler sevincim Günü kırk parçaya böler sevincim Takvimlerden özür diler sevincim Verdiği tarihten tez gelir bana... Tenimi parfüme doyurmalıyım Saçımı sakaldan ayırmalıyım Sağır sultanlara duyurmalıyım O varken tarifsiz haz gelir bana... Kızar mı ’’Zile bas erinme’’ desem? ’’Alımlı hallere bürünme’’ desem? ’’Girerken kimseye görünme’’ desem? Komşular duyarsa söz gelir bana... İsterse duysunlar... Kim ne karışır? Delikanlı kula sevda yaraşır. Bu gece yıldızlar Ay la barışır Güneşin küsmesi vız gelir bana... Sofrada kuş sütü hazır olmalı Tavada uskumru vezir olmalı Kıvırcık marulla kısır olmalı Yanında rokayla tuz gelir bana... ’’Zahmet ettin’’ diye kızmasa bari Efsunlu geceyi bozmasa bari Fazla kaçırıp ta sızmasa bari Uyursa ciğerden köz gelir bana... Kızdırıp üzmemek lâzım haspayı Parmağı dudakta, ’’kısa kes’’ payı Gözünde yaş varsa ’’yeter sus!’’ payı Alnındaki teri buz gelir bana... Yanımda yoksan da elde varımsın Sen benim mecazen diğer yarımsın Yabancı değilsin, üvey karımsın Yedi kat yabancım öz gelir bana... Ali ERDİNÇ |