İÇİMİZDEKİ DÜNYAgecede kayan bir yıldız, karanlığa gömülen Güneş gibi bir köşeye gömülmüş bir adam suskun,yorgun,yapayalnız en derin duygular bile anlamsız ses yok,görüntü yok,his yok belki de bir güzeli sevmiş zamansız belli ki patlamış sevda damarı, kökünden sökülmüş dizlerinin bağları olduğu yere çökmüş apansız... her yer zindan karası şimdi Güneş kaçmış koca dünyadan, sabun gibi kaymış mehtaptaki yıldızlar bir kara tahta olmuş bütün kainat içi daralmış bunalmış çökkün adam ...ve başlamış kendi içini oyup genişletmeye projeler yapmış gönül dünyasında başlamış sevgi pınarından aydınlık üretmeye sevgiyi bilenler mum yaksın diye, bir hummalı çalışma tutturmuş yüreğinde oydukça oymuş uçsuz bucaksız başlamış elleriyle tek tek gül fidanı dikmeye yeşermiş her yer alabildiğine ...içindeki dağlarda en güzel şarkıları söyler şimdi şelaleler renk renk kırlar bayırlar aşk kırmızısı laleler beyaz gelinler gibi giyinmiş papatyalar hep ’seviyor’ çıkar yapraklarından nezaketle süslenmiş bütün akasyalar dehşet yok, zulüm yok, ...her yer kibarlık gönüller geniş geniş tükenmiş darlık her yerde bereket,her yer sütliman içindeki dünyayı öyle güzel kurmuş ki ...gömüldüğü köşeyi unutmuş adam gönül dünyasında kendini avutmuş adam... artık dünya utansın karanlığından kendi dünyana inip coşacaksın durmadan kötü komşu ’mal sahibi’ yaparmış kötü dünya ’hal sahibi’ yaparmış bir varmış bir yokmuş... dışı bezgin, içi zengin bir adam varmış içimizdeki dünyanın masalı bu kadarmış... |
çok güzeldi!...