YENİLGİ/1
Kabullendim ve sustum…
1) BEN Kâinatın en derin, zifir karanlığında Bir zemheri hayale dalıp yenildim işte Baykuşların öttüğü kabir karanlığında Azrail’in koynunda kalıp yenildim işte Henüz zafer yolunun kafesi açılmadan Kuytu bir yalnızlıkta hasret tuttu ensemi Vuslat serçelerinin pençesi açılmadan Dağılmış bir yuvada sustum, yutup tövbemi Ruh kendi bedenini dilerken dilim dilim Aydınlığın yolundan aktı aniden gece Ahvalimi anlatan arıyorken bir terim Hüzünlü gözleriyle baktı aniden gece Feleğin çemberinde dönerken yavaş yavaş Sığınıp susacağım zindan kalmamış artık İçimdeki insanlık sönerken yavaş yavaş Kendime ağlayacak vicdan kalmamış artık Sönmeyen bir ateşin simgesi olan ruhum Titreyerek bakıyor Azrail’i yoklarken Tozlanmış bir romanın imgesi olan ruhum Hıçkırarak ağlıyor günahını aklarken Bağrımın ortasına iniyorken darbeler Dilimi dağlayarak isyanımı susturdum Tövbeye çağırırken ıssız kalan türbeler Yüzüme ağlayarak isyanımı kusturdum Deseler de yenilgi zafere işarettir! Gücüm kalmadı artık kendimi koruyacak Yaşlanmış bedenime yaşamak eziyettir Ruh bedenden çıkınca gözyaşım kuruyacak Utangaç yanaklarım bir buseyi ararken Gözyaşıyla demlenir bu şanlı yenilgide Aşkla dolan gözlerim gökyüzünü sararken Bir darbeyle mimlenir bu şanlı yenilgide Koşar adım giderken hayatın yollarında Ayrılık türküsünü çalıp yenildim işte Bir hayale dalarken sevdanın kollarında Aşkın zehrinden bir dem alıp yenildim işte Erol KONUR |
Konusu, kurgusu ve kelimelerin mânâya örgüsü takdîre değer.
Sağlıcakla...