İNSAN İSEN BIRAK
-Bir kumarcının gerçek hikâyesi
Esasında bu işin –işse- özünde hile Mor hâliyle KIRBIYIK, çattı KAMBUR HALİL’e; “İstersen bin bin olsun, var mısın be aslanım Seni iki katlamak istiyor bugün canım!” Böyle cazib bir teklif olmuş, hayır denir mi? KIRBIYIK kim oluyor, yenilmiş bunun piri.. ……………………………………………….............. Bir anda ikilendi ‘Mel’ûn Kumar!’ masası KAMBUR’un şansı arttı KIRBIYIK’ın tasası Öyle ki melûl-mahzun, hiç çıkmıyordu sesi KAMBUR HALİL’in oldu yüzü güller bahçesi Adeta Mel’ûn Şeytan şansını kat artırdı KIRBIYIK’sa büsbütün parasını batırdı Sonra anadan hakkı bir dönümlük bağını Yetmedi, rehin koydu Gülbaba ocağını Maldan kalmayınca da verebilecek şeyi Karısından bilezik, kızından da küpeyi O da gitti Papaz’a, bitti, hırsı bitmedi.. Şu uğursuz masayı terk edip de gitmedi ……………………………………….................. Nefretin ibret veren vakti yaklaşmaktaydı KIRBIYIK gözlerinde bir bir yıldızlar saydı Deli oldu çıldırdı, kaybettiğine yandı “Kadınıma!’ diyerek namusuna çullandı Peşkeş çekti Şeytan’ın Şeytan’larına sundu Kendisi bitkin hâlde, ihtirası memnundu ……………………………………………….. Bu son kez kaybedişin acısını tatmadı Şerefsizlik onu da, onu da yaşatmadı. Ve o kumarcı eli, bir an tetiğe düştü Ölmüştü; O’ndaki ruh, zaten çoktan ölmüştü Beylik tabancasıyla kıysa da ol! canına Devrilse de acı bir feryadla sol yanına.. …………………………………..................... Şimdi.. diyelim Kul’un mal hakkıdır verilir Can Hakk’ın hakkı ise nasıl yere serilir? Çünkü kumar bir belâ, beterin bin beteri Ey lâin hırslarının masa efendileri Hem ibadet, hem işden mahrum kalmakta iken Şeytan camiasına hısım olmakta iken Ne kazandın dünyadan, göçüp gittiğin yere Sen! İslâm’ın içinde Kefere’sin Kefere İnsan olan bu şerli yola tevessül etmez Canını Cânan’ını hiç uğruna kaybetmez Allah yolunda giden böyle bir ziyan görmez Hayatın tadı varken başına belâ örmez Kulluk Muttaki’liktir, Kul’lluğa râm kişidir Böyle pis işler ancak ahmakların işidir. |