Okuduğunuz şiir 28.8.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
aşk'ın büyüsü...
büyü aşk’ın kan dolaşımıdır bildiklerini unutma vakti bilmediklerini de…
uyurken göz kapaklarından öpeceksin
dilde “oh olsun” arayan iç çekişli bir intihar suskusu yedi cinli aşık’larla yedi uyuyanları öpüp geldi
günün ilk harfi geviş getirirken gecenin yosma bakışlı karasına yüz sürdü yastığında çarpılmış bir palyaçoya
her sevişme sonrası bir tek saç teli kalsın koynunda
yutkunurken yatakta belki bir hacıyatmaz hiçliğine okunan gazelle doldu göz pınarı oysa damlasında saklıdır terin manâsı
ne bir cami avlusunda merhem ne de kutsal kasedeki zemzem alçacık şadırvanların suyuyla yıkanan kaderdir damlasında da hayat bulan keder
üfle nefsini ay tutulurken elveda yazan parmaklarına
hiç kimse muska yazdırmıyor düşle gelen yağmurla gidene hiç kimse eskiyen bir kalbi atmıyor keşkelerin damarı tıkanmış kalbi atmıyor diye
önce insanlar ölür sonra sesler kiralık ranzalarda yatanlar bilir ne ayıp dinler ne de secde eder beş vakit günahlar
kokusunu sarmala paçavrasıyla bin yıl sakla kanatlarının altında
kesikler tamamladıkça kabulünü sesinde yetim sevdaları aşk böyle büyü/tür tam ortasında kalmış yarım cümleleri
kanayınca bir çiçek anlarsın zaman ayrılık kokar gidenlerin koynunda kanatınca bir diken bakarsın borçtur unutmak kalanların boynunda . . . tutar tutmaz bilmem amma “rabbi yasir velâtuasir rabbi temim bil hayır” sen yarattın sen kayır…
alicengizoyunu
(…her zaman bir ihtimal var, biliyorsun değil mi…)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
aşk'ın büyüsü... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
aşk'ın büyüsü... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"büyü aşk’ın kan dolaşımıdır bildiklerini unutma vakti bilmediklerini de… "
"bile bile hem de isteyerek yaptığım, üstelik de zamansız ilk ve tek yanlışım sen ol... ol ve adını da sen koy... " demiştim bir yerlerde, bana bunu hatırlattı şiirin girişi...
bildiklerim ve bilmediklerim aşk"da... :)))...
o bir büyücü ACA, her defasında başka şekilde çıkıyor karşımıza...
bundandır ki, evet biliyorum her zaman bir ihtimal var o"na... bildiğimiz ya da bilmediğimiz şekli ile...
kaçarken daha çok aşk"a düşmek gibi... inanmam derken aşklanmak gibi...
aşk"ı boşver sen, bana seni ver demek gibi... ya da seni verme de, beni sımsıkı sarıver demek gibi...mi..:)
ki bir ihtimal de aşk çoktan kapıyı çalmış gibi... :)
ama adı aşk değil işte... değil... konmamış/konamamış... ortada kalmış...
şiir duygu yağmuru gibidir bazen sağanak bazende ciseler tabiiki her gönülde farklı çağlar
anlatılmak istenen konu fazla dağılmış olarak algıladım bölümler arası bağlantı kurulmaya çalışılmış ama dört dörtlük başarıldığını söyleyemem yinede okumak keyif verdi tebrikler
Şiiri okudum iki defa üstelik.. Çok çağrışımlı bir düşünce anlatısı bu çok.. Duygu dersen hiç yok ya da ben kalbini tamir ettirdiğini ve tıkır tıkır çalıştığını duyuyorum..
Kızgınlık imaresi olabilecek söylemler gibi duran dizelerde dahi bir kalbi elden geçmiş havası var..
Şiiri iki defa okudum evet ama aklım girişte kaldı benim !..
büyü aşk’ın kan dolaşımıdır bildiklerini unutma vakti bilmediklerini de...
Bence burası bir çok şeyin özeti gibi ve hatta mutlu, mutsuz, aldatan, aldatılan yani bir yığın güzel olan ne varsa, kötüyü eleverenler, onlarda burası bir çok şeyin düzlüğe çıkmasını işaret eden bir sır gibi..
Büyü nedir ?
Büyü umudunu yitirmişin sığınacağı bir dalavere değil mi !.. Bana kalırsa öyle..
Aslında söylemek istediğim öyle iki dişi çürük, bacaklarının arasında süpürgeyle uçan ve zaman içerisinde evrim geçirip camii imamlarının dahi tükürüğüne plasenk olan o büyüden sıyrılıp aşkın kendi kendisini bünyeleştirdiği büyüye takıldım ben !..
Düşünsene aldatıldın ama aşkın büyüsü unutturdu.. Aldattın ama aşkın büyüsü seni korudu..
Ya kişilik ? işte asıl konu bu !.. Bakın kişiliğini kaybetmek birini affetmek değildir, kişiliğini kaybetmek kendini affetmektir !..
....gerçek aşk bir fahişenin teninde saklı kalmış kokudur...ve o dur ki ancak bir giz olsun...sevişmelerin adı saklı zamanlarında bir göz kırpımı an kadar yakınında belki bulursun...evet hala umut var/ olmaya...
ihtimalin en güzeli...elbette seni sevebilme ihtimali...saklı kokuya inat...
Sabah kokladım bu satırları...şimdi; tebrik ediyorum alicengiz oyunu sizi...
"büyü
aşk’ın kan dolaşımıdır
bildiklerini unutma vakti
bilmediklerini de… "
"bile bile hem de isteyerek yaptığım,
üstelik de zamansız ilk ve tek yanlışım sen ol...
ol ve adını da sen koy... "
demiştim bir yerlerde, bana bunu hatırlattı şiirin girişi...
bildiklerim ve bilmediklerim aşk"da...
:)))...
o bir büyücü ACA,
her defasında başka şekilde çıkıyor karşımıza...
bundandır ki,
evet biliyorum her zaman bir ihtimal var o"na...
bildiğimiz ya da bilmediğimiz şekli ile...
kaçarken daha çok aşk"a düşmek gibi...
inanmam derken aşklanmak gibi...
aşk"ı boşver sen, bana seni ver demek gibi...
ya da seni verme de, beni sımsıkı sarıver demek gibi...mi..:)
ki
bir ihtimal de
aşk çoktan kapıyı çalmış gibi... :)
ama adı aşk değil işte... değil...
konmamış/konamamış...
ortada kalmış...
ihtimal işte "aşk ortada kalmış"...
gibi gibi ...
sevgimle ve dostluğumla ...