16
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1604
Okunma

Varoş toprakların rahminden yükseldi kollarım
Ağlak bir çehrenin başağından dökülüp
Serildim ayak uçlarına
Ben ne gördümki göz zifirinde
Bildiğin gibi değildi hiç bir şey
Bakışım titrerken seyrinde
Müşfik bir düş’ten düşüyor şimdi içim
Cebimde soluyor fotoğraflar
Nutkumu tuttum yokluğunla yüzleşiyorum
Tedirgin kuşlar uçuruyorum can evimden
Kapattım tüm pencereleri
Sen dökülüyorsun her yerimden
Aşk senin eteklerini ıslatan bir dalgaydı
Benim farkıma vardığını zannettiğim
Kocaman bir yaygaraydı…
Oysaki düş naçar
Kimliğim silinirken sığ sularında
Körpe bir çığlığın gözüpek askeriydi mısralarım
Ne gül/üşün gizlendi zamana
Ne de omuzuma yaslı kokun
Elimde bir kâinat sur’u
Üfledim üfledikçe
Yol veremiyordum aşk’a…
Sırma telaşlarımın gamlı duvarı
Sen ki yoğunluğundan sıyırıp yılları
Gül ekmedin mi?
Ah’ımda çoğalırken endamın
Zehri şeker eylemedin mi?
Gitmiyorum bir yere
Çergemde ağrı ihtilal iken
Durmadan yol aldım gönül hanene..
Dibinde inzivada gözlerim
Hadi girsene içeriye….
//...Sus dokundu sarahat
Gülse ay...
Kıpır kıpır kirpikte
Düş say/ma
Sevda da sevde var
Sen ki...
Ilık meltemim
Gülü/şün süngüle/nsin
Bu kutsi dertte büyüsün elemim…//
Faruk Civelek
5.0
100% (14)