sırların surlarında
kör kuşlar
kalbime artık konmazlar dalgalanır bir müddet daha ruhum sırların surlarında orada uyuyanlar ki sağlardan daha endişeli ne de maviymiş meğer mor sümbülün sürmesi bilirim en çok beni yakar bahçesinde mahzun durması her işi sözlerinden şifreli Yâr esrarının renginden toprakta gezinen fanilere de ver vicdan atımın terkisinde tükenmedi tahammülüm tutulduğunda gözyaşlarım sin’i tende görürüm göklerden yere yağan çamurlarla ıslanmış bir halı bilmem ki onu nere sermeli üstelik fazlasıyla yoldayım şimdi vakt erişti aşağı inmem gerek yine de geçemem ki köhnemiş bir evin odalarından yüreğim böylesine kan revan içindeyken bir dolunay ki kocaman gecelerimin ufkunda henüz batmadan unutuşumun tek temsilcisi tatlı ve mütebessim bana gelmedi |