firuze kalpler
akşamlar aceleci
yalımdır günler düşlerin dili yok bizimle söyleşen bizler sebebim gülüyor bana sebepsiz bir pencereden tebessüm değil bu hummalı bir gülüş garip kalmış yitikler gizlenir fermanı zulasında yan yana gelemeyecekler belli mazi ile hâl bir daha ilk katresi güldürür ikincisi öldürürmüş Bu camdaki badenin firuzeden inşa kalplere hapsolmadadır şimdi hem gül hem lale sakın ha dilim söyleme kurt da dinlemeyecekmiş seni bu gece güvercin de toprağın sözü geçmez çoğu kez gökyüzüne var olmak ayrılık kavuşmak tuzak kara kışın ağaçları yaprak döker nicelere gönül gelmekte kalsa yol engel kokar ömrümüzün gülüdür acılar dikeni parmak kadar. açmışım, susuzmuşum kime ne kim sorar halimi yılın bu vakti. yollar diz boyu kar tutar biraz sonra kapılar açılacak kirişte bütün yürekler |
ikincisi öldürürmüş
Bu camdaki badenin
..bu boy aynasında insanı eğri büğrü gösteren bir anlayışı anımsattı banai bu dizenizi okurken. Yüreğinize sağlık.