tütsütütsü ne yalın bir öksüzlüktü aramızdaki uçurumlar bir ladesin ucunda kırılmayı bekleyen iki kalp birbirine kurşuni hisllerle bağlı iki gölge zarları ölümüne sallayan kumarbazın bakışlarında yasaklı bir isyan yarı gögeli biraz flu bir aynanın kırıklarında kanar yüreğim sana izbe çig leri izler ellerimin korkaklığı toğrağa mertlik eder ayaklarım ürkek ve saklı çiğdemlerde demlenir ahuazarlarım yerin yedi kalt altında sin olur, name olur tohum olur göge şimalde vurulur kanadından umutlarım düşer kırmızıya boyanmış salaş haliyle yeşile hasret makber ne divanedir yüzünde nurlu dilber ne pervanedir saklı kentin cihangiri aldanan ruhun girizgahlarına ellerinde şaplaklarıyala kağnılar toz duman kervan çetesi kırk haremiler elinde yamalı bohça maria ne tuhaf ruh halidir ey şahmeran düşer surdan ilk nefesi siyer şimdi tütsülenmiş bir aşkın son perdesi yere düşen bin bir parça keder elenir düşer eteklerinden günahkar pişman bir aşk-ı seher |