Kırılgan ışık demetleri...
Kırılgan ışık demetleri...
Kırılgan ışık demetlerinin yüzümde dağılması gibi gölgeli bakışlarımın ardında kalan umutlarımın tek tek gömülmesiydi sevgideki parçalanışım… Kırılgan ışık demetleri ve kırılgan umutlar hepsi gözlerde dağılıyor ince bir acı izi bırakıyordu yüreğimde. Çocuk bakışlarım, çocuksu düşüncelerim, umutsuz isteklerin, bir bakışa hasret gözlerim, düş kırıklığı bu telaşlı uyanış, bir mahzunluk zamanlara, bir pazar sabahını uykusuz gözlerle özlemek bir hayâl, bir kırgınlık belki de hayata, sana kendime, ismini yazamadığım birine, belki de bir utangaçlık, belki de bir baş eğme, kabulleniş, bir serüvenin son adımları, yalnızlığa doğru salvolaşmak… Bir dalış bu dip karanlığa, bir istek bu yalnızlığa, gömülmek, bir bakış bu kendinsizliğe, bir yakarış bu kara yazgıya, belki de hain boş vermişliğe gidiş, vedasızlıkla… Sıcak, gökyüzü harını yere vurmuş… ben teslimim sıcaklığa… Mecalsiz rüzgârlar esiyor şimdi topraklara doğru… Belki de kıskanç rüzgârlar bunlar… Tam da yağmur zamanı, şimdi, hüzünlere doğru… Bütün yaşanmışlıkları da anı denilen kuyulara atıp, sırtıma aldığım çuvalla dolaşmaya gidiyorum… Oysa benim dönüp arkama gülümseyerek bakacağım, nem var ki ağlamalarımı durduramayıp, gülümseyeyim? Mustafa Yılmaz |
bir istek bu yalnızlığa,
gömülmek,
bir bakış bu kendinsizliğe,
bir
yakarış bu kara yazgıya,
belki de hain boş vermişliğe gidiş,
vedasızlıkla…
duyguların yoğun işlendiği bir çalışma tebrikler.