BARIŞŞiirin hikayesini görmek için tıklayın BARIŞA DAİR BİR KAÇ SÖZ
Diyarbekirli Barış derler adına On beş yaşında/ delikanlı çağında Bir filiz saklı nasır tutmuş bağrında Ağla da büyü Barışım ağla da büyü Sakın tutma gözlerini Diz çöktürmüşler babasına Anası desen karlı dağlar gibi Her gece çığlar kopar yüreğinden Ağla da büyü Barışım ağla da büyü Ağlayarak büyüsün gözlerin Her gün çıkardık hüzünlü yokuşları Sıkı arkadaştık Beraber güler, beraber ağlardık Yediğimiz yaralar ayrı gitmezdi Durmazdı yerinde haylaz Hemen de çıkardı adamın damarından Hayın ve çakallar ulurdu dolunaya Biz konuşmaktan yanaydık İt gibi bağrışmaları sevmezdik Kırdıysak bir soğanı kırmışızdır Yaşıyorduk be kendi halimizde! Hatta beraber girmiştik mahpusa İffetli bir kıza asılan şerefsizlere İndirdiğimiz yumruktu suçumuz Gül bile yetiştirirdik dört duvarda Ne olduysa o gün oldu arkadaş Tıpkı ayrılık filmlerindeki gibi Son kurşunla düşerken omuzları Tuttum... Yetiştirdiğimiz güller soldu önce Sonra elveda etti bakışlarıyla Sağ eli sallandı kollarımdan Öylece kalmak düştü bana Kırmızı bir gül parçalanmış yakama Puslu çatışmaların gecesinde Masum masum kayan umutlar Özlediğim aynı iklimin kokusu Kardeş dediğin kardeşi vurmaz Öyle öğretmiştim yiğitlerden Ah ulah ah yine kapanmıyor gibi Gözlerimin hüzün çeşmesi Yolun açık, yolun kutlu olsun Barışım Barış getirsin bu sessiz gidişin... By |