Diyarbakır Şiirleri
ROZERYA
yüreğin Hilar mağarası gibi serin yüreğin dağlarcası gariban, ıssız söyle sen hangi boranın meltemisin yanar dudağında karanfil tütün yanar da verir sırtını Kırklar suruna ellerin kelepçe ellerin zozan gözlerin zor kafesler gözlerin zilan içerin Kralkızı içerin mahzun alıngan, kuğumsu hançerem hançerli suskum sahipkıran bir masum pusuda tahtırevan söyle ben nereye gideyim Rozerya gel de gör içim dışım Amedya yaşmaklara yaşamaklar doladın Rabbinden razı sesin papatya devrimi sesin ardınsıra zılgıtlar körpe nazenin daha kaç mendil sarsın yangın kederini daha kaç ahraza bürünecek cıvıltısı sabilerin gel de izle Rozerya aşklar şimdi bir mumya omuzlarda tepişirken fevkinde şımarık firavunlar aziz bir şehir yıkılıyor altında hal böyleyken hasmına kılınç olsan da duramazsın içinde dimdik çökersin soylu sevdiklerin aşkına biz şimdi sensiz boyuna çöküş biz şimdi gözlerinsiz antik tohumduk bak da yeşert Rozerya Diyarbekir hayat ister bağında yeniden nefes almak biz ki yorgunluklar halkı gürleşirdi alnımızın teriyle ceddimizi saklayan aziz toprak. çocuklar eker filintalar yeşertirdik yılmadan usturalar kayarken ensemizden bükülmezdik usulca ata yadigarıydı mesleğimiz yüreğimiz haykırır gözlerimizde canımız o parola yakıl ama yıkılma söyle susma söyle Rozerya diyesin yitik insanlık hangi eğreti dağın ardında RÜMEYSAH sen, çocukluğumdun, masumiyetim sen bereket, han duvarları mazim toz çuvallar üstünde dinginliğim rüyam, göğüm, çölüm, denizimdin dans eder, göllerin ıssız akışı her nakışı, hüsrana yar bakışı özlem tüten demden gönül kayışı hem canım hem cananım, cevherimdin ayrılık da aşka dahil, Rümeysa bir hayatlık canı var ölümlerin bülbüle uzaklar yakın Rümeysa bir nefeste yayılır gül dediğin Rümeysa, zarftan kuşlar fezamda gurbetimin teli kopmuş sazımda deli taylar uçar durur bağrımda seven ruhta fren tutmaz Rümeysa konmaz öyle her dala sev devrimi sütü zift, balı zehir semahında uzar, uzar, uzar, şeyhin gözleri can kınına sığamıyor Rümeysa mürşid gamzelerin Fındık burcudur aşığı, mürid kılar tek bakışta dergahında cerenler kuruludur aşka dizgin vurulmuyor Rümeysa GÜVERCİNLER ÇARŞISI şükran toylarımızın sesi gelir aşiret çadırlarından obamız hayran otağımız kurban kıl çadırda yer sofrası kalbin serilmiş razı serilmiş padişahına kadar Nur burcunda ciğerim ağarır külahına dek kufi, ebebulguru saçlarında nesih yazıtlar döşlerin kesme bazalt döşeli mukarnas bezemeli yazmalarca beklenen yankılarda kurşunlu kubbelerin Halilviran köprüsünde hey canım düşlerin hıçkırır sazlar kavrulur yanar sazlıklar Nevruz neşesi saran köşelerinden bir firak hüznü tüttürür dağlar kavun rayihasına karışır karpuz burcuları çörtenlerden bin rahmet damlar demirciler çarşısı orkestra sadrı tonozla örtülü ceylanlar salınır filintalar ormanında Kazancılar Hanı mürd suskun kaya mezarlar Sultan Şuca çeşmesinde bağrın bağlanıp budaklansın yeter ki kapılma çeper çağın ağına can akar yolunu bulur yeter ki solmaya yaşamak sevincin iki gözümün goncesi Diyarbakır Şairi Bilal Yavuz Şiirleri |
Şair dost;
Şiirinizi okuyarak haz duydum...
Şiirinizi Beğendim...
Şiir sevgi kaynağıdır…
...........................................Saygı ve selamlar..