tüm şehir uyanırdı yokluğuna
tüm şehir uyanırdı yokluğuna.
birkaç damla bırakırdı gök"yüzün" avuçlarıma üşürdüm. rengi atmış bulutlar boğuk ayrılıklar sererdi dünyama. sebepsiz kalabalık boğarken kentimi ellerin seçilirdi yüreğimin gözünden sonra gözlerin. yürürdün umarsız,apansız kaçardın yağmurdan. sevmezdin yağmuru... hiçbir yağmur boğamaz derdin gözyaşımı gözlerine bakardım, milyonlarca gözden bir tek senin kahvene tutulurdum oysa hayaldin, hayaldin oysa... üşürdüm yoktu o ufacık yüreğinin kocaman sıcaklığı... sen yoktun, biz de yoktuk işin aslı... asıl olan yokluğunda vurgundum sana, asıl olan yokluğunda gelirdin bana... varlığında gitmendi kolay olan... tüm şehir uyurdu yokluğuna kimse görmezdi ay’ın düşüşünü denizime oysa korkmazdı ellerin karanlıktan tüm beyazlığıyla yansırdı gökyüzünden yüreğime. yoksa tüm mavilikleri karartan da senin gözlerin mi? hayal mi yine gördüklerim? umrunda değil miyiz kimsenin? bize mi ait aşk yoksa yalan mıyız ikimiz? sen yoksun... biz de yokuz işin aslı asıl olan varlığında dargındım sana asıl olan varlığında yazılmazmış sana... yokluğunda kalmandı zor olan... tüm şehir uyanır şimdi ve masmavi bakar dünyaya gözleri... |