Remzi Dayı
Bastonu elinde,
Saçları ağarmış ve bükülmüş beli, Bıyıkları sigaradan sapsarı, Elinde yeşil kart evrakı, Yürüyor kentin sokaklarında Remzi dayı. Beceremediği resmiyetle, dolaşıyor resmi kurumları. Çocuklarından birisi polis, diğeri doktor, Almanya’ya gelin verdi küçük kızı, Büyüğü Ankara’da. Bir Köroğlu bir ayvaz, Yaşıyorlar Sakine’siyle yalnız evlerinde. İhtiyarlık diyor her gittiği yerde, Gençliğin kıymetini bilin. On yedisinde evlendi, Yirmisinde askere gitti, Ve çocukları oldu. Sırtında taşıdı tüm yükünü kentin, Okutmak için çocukları. Yalnız kalacağını hiç tahmin etmemişti, Gençlik dolu dizgin akarken, Elden ayaktan düşeceğini Ve akan çatının kiremitlerini bile onaramayacağını, Hiç tahmin etmemişti. Komşular yardım ediyordu hayata tutunmasına artık, Bir de Sakine’si, Hayatının ışığı. Malı mülkü yoktu yıkık dökük evinden başka, Tüm kazandığı çocuklarıydı, Bir çırpıda kaybettiği sonra. |
Tüm kazandığı çocuklarıydı,
Bir çırpıda kaybettiği sonra.
harika bir şiirdi.bir yalnızlaşma öyküsü..çok etkilendim.