SIRADAN ZEHİRLENMELER
Gökyüzünde tuhaf bir alışılmışlık var bu gece,
Yıldızlar her zamankinden daha yakın, Bulutlar uzanılsa dokunulacakmış gibi. Hava hala soğuk Ve sokak köpekleri hala titriyor olsa da Sanki ay yeryüzüne inecekmiş gibi. Kaldırımlarda kar ve buz, Sokaklarda öksürerek ilerleyen otomobiller Ve kırmızı mavi ışıklarıyla gece devriyesi. Sobanın başından kalkıp sokağa çıkmak isteği, Yani soğuğun kollarına. Belki de sigara dumanının zehirlediği odadan, Temiz zannedilen kömür dumanlarıyla zehirlenmiş şehirde, Temiz hava alma beklentisi. Okunmayı bekleyen kitaplar, Karalanmayı umut eden kağıt birikintileri, Ve artık dinlenilmekten usanılmış birkaç müzik kaseti. Akşam yemeğinin artıklarıyla birlikte, Yalnız bir adamın odasının coğrafyasındalar. Kül tablasındaki izmaritlerden Ve sobanın etrafına dökülmüş kömür artıklarından, Bahsetmeye ise lüzum yok. Gökyüzünde görülen alışmışlık yalnız adamın odasında, Yalnız adam odasının kenarında, Bembeyaz floresan ışığının altında, Geçmişini düşünmektedir. Çünkü bugünün müsebbibi olarak, Geçmişinden şüphelenmektedir. Ama soğuk şehrin, Sigara dumanıyla zehirlenmiş yalnız odasındaki, Yalnız adam, Düşünememektedir ki; Bugününü geçmişi Ve geleceğini de bugünü zehirlemektedir. |