Üç Işığa Ağıt
Onlar çocuktular,
Yeryüzünde üç damla, Üç ayrı ışıktılar. Büyümek istiyorlardı, Yaşamak istiyorlardı, Sevilmek istiyorlardı, Seviliyorlardı da. Büyüyemediler fakat, Yaşayamadılar. Hangi yürek dayanır onların hikâyesine? Hangi ulu dağ kaldırabilir çektiklerini? Hangi vicdana sığar yaşadıkları? Hangi insan yapabilir onlara yapılanları? Şair, hangi karanlık geceye haykırsın, Hangi taş duvarı yumruklasın hırsından Ve kimden adalet istesin Bu üç melek için? Artık o çocuklar, O üç insan yavrusu, O üç ayrı ışık, Nefes alamayacak, Koşup oynayamayacak, Alından morundan tadamayacak bu dünyanın, Büyüyemeyecek, Öğretmen, doktor olamayacak, Sevemeyecek, Evlenemeyecek, Tatlı yemişlerden yiyemeyecek, Bayramlarını tebrik edemeyecek insanların Ve gülümseyemeyecekler hayata. Oysa onlar, Yalnızca çocuktular, Üç ayrı ışık, Üç ayrı melek, Üç ayrı nur parçası… İnsan suretine bürünmüş aşağılık bir varlık, Aldı ellerinden yaşama haklarını. Oysa kendisi yaşayacak bu pisliğin. Bu üç çocuğu katleden mahlûk yaşayacak, Çünkü can almanın bedeli değil artık can vermek, Olsa bile veremezdi bu üç nura karşılık, Kendi çürümüş pis canını bu o mahlûk. Yine de çekmeli cezasını, Her hücresi hissetmeli acısını. Adalet adil olduğunu göstermeli, Bu mahluk inim inim inlemeli. Şairin tutulur dili, Tutulur kalemi, Kör olur gözleri ağlamaktan. Adalet diye haykırır gökyüzüne; Söyle, Adalet nerede? |
Saygılarımla...............