Bilmiyoruz!
Bilmiyoruz!
Sevmeyi bilmiyoruz biz… Sevmeyi, Sevilmeyi, Sevişmeyi... Ya boğuyoruz, nefes aldırmıyoruz, Ya çok şımartıp tepemize çıkartıyoruz… Bilmiyoruz! Sevişmeyi de bilmiyoruz! Bakmayın öyle uydurma gazete haberlerine, Şöyle utanmadan, minnet etmeden, doyasıya… Ticareti de bilmiyoruz. Dövüşmeyi de bilmiyoruz. Siyaseti desen hiç bilmiyoruz… Lafını iyi ediyoruz ama Dayanışmayı da bilmiyoruz. Affetmeyi desen hiç bilmiyoruz… Ne soru sormayı biliyoruz usulünce, Ne de cevap aramayı öğrenebildik lâyıkıyla. Hak, hukuk, edep, adapta bilmiyoruz… Onu bunu suçlamayı, Kendimizi ak kaşık görmeyi İşimize gelmeyince çamur atmayı Çalışmayıp laf üretmeyi Lak lak lak lak lak Çalışana da köstek olmayı Arkadan konuşmayı Şak şak şak şak şakşakçılığı Ne de iyi biliyoruz ama… Bizi insan yapacak şeyleri hiç bilmiyoruz, Bildiklerimizde yalan yanlış kulak dolgusu. Bilmediğimiz yetmiyormuş gibi Bilmediğimizi de bilmiyoruz… Öğrenecek ne çok şey varmış! Aslında itiraf etmek zor belki, hakikat bu, biz sadece işimize geleni biliyoruz... 23.46 – 2 Ağustos 2010 - İstanbul |