İmkân/sızım
ilkbahar yüzünde oyalanıyor mu hala
gözlerimi gözlerinde emanet bahçevan bırakırken tarumar bir gülistanı beraber suluyorduk tabiat hep yeşil kalacaktı güya öyle biliyorduk... hiç unutmadım seni ’imkân/sızım’ kendimi yitirdiğim tüm mekanlarda başımı kaldırırıken dizlerimden karşı kıyılarda seni buldum deli gibi boş tasvirler çiziyorum sana yangın duran isyanıma bakıyor herkes bildiğin bir pandomim’in resminde soluyorum gıdım gıdım nefes nefes bu ahraz salaşlığımın dağınıklığında içinden akan şiirleri dolduruyorum ruhuma intizar etmiyorum hiç hakkımda değildi zaten seni çok sevdiğimin itiraflarında bükülüyor dilim hayalini sürdükçe gözlerime bir o kadar körleşiyorum bir defa baktım aynaya senden sonra saçımda beyazlar katlanarak çoğalıyormuş sana sonsuzluğuma yürüyorum ’imkân/sızım’ anla beni sana söz veriyorum sana hiç siyah saklamayacağım artık kaderimden başka.. tüm karalarımı üstüme giyinip seni bekliyorum ne kadar namludan çıkacak kurşun gibi duruyorsam da bu aşk’ın aşikar faili oluşumdandır aldırma sen bana yine de ben sana verdiğim acılara bedel ödüyorum aslında zamanı zulamda sakladığım bir tescil sandım belkide sana vaktinden geç kaldığımdandır yeni yeni anlıyorum ’imkân/sızım’ mısralarına sahur kalktığımdan beri tuhaf bir oruca bedel duruyorum mideme hiç birşey inmedi senden sonra şiirlerinden doyuyorum Faruk Civelek |
tebrikler...