Duvar saati:
Gonklu ve hatırlatıcı,
Sadece yarım zamanlara zamanlanmış; Burçak ekili tarlaların kıyısında da, Sahraların ortasında da aynı Şuur gibi sanki bir yerde, Biliş gibi, Nemli ve kuru gibi, Baş döndürüyor sarkaç hareketleri, Sahne gibi, Zaman gibi, Sen gibi... Şahit gibi takvimime, Sanki gibi, Eğer gibi, Hayret ediyor kimi zaman, Sayıyor meyilleri, Aşil gibi kendine güveniyor, Kaplumbağa gibi bir şey ya, Uzun parkurun sonuna hep ilk önce o varıyor Sır gibi, Sembol gibi, Okunmadık yazı, Söylenmedik söz gibi, Biraz gerçek oluyor, Biraz da yalan gibi... Serin güz akşamlarında şal gibi, Fırtınadan önceki sessizliğe de benziyor, Şark gibi, Garp gibi, Gidilmemiş yer gibi... Bir duvar saati değil yalnızca sanki; Yol gibi, Yenilgilerden azade kahramanlar gibi, Sus gibi, Pus gibi, Ama her dem taze ve o, Zaman gibi... |