Simav’ın YazıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hazanda Simav
Var mıdır âlemde hiç, bu yangının bir dengi, Ölüm solur bu mevsim, yeşil-sarı ahengi… Hangi toprakla yaprak, nerde böyle barışık? Hüzün tüter gönüller, her yer karmakarışık… Ölüm tadında veda, su gelmeze akınca, Akrep elinde ova, Hisar’dan bir bakınca. Güneş soluk, ay mahcup; börtü böcek saklandı, Güz yangını gönülde, bayramlar yasaklandı Suları çekilmiş göl, yıldızlarla dertleşir. Hava kederli her gün, biraz daha sertleşir Zaman elde kıvranır, güller gönülsüz açar, Sıkılır bu hayattan, güneş vakitsiz kaçar.. Dağın başı dumanlı, küsmüş vefasız şehre, Nicedir bekleriz de, su vermez bizim nehre… Hazan renkli ayvalar, dalda nazla salınır Ölüm kokan yapraklar, düşer, ağlar, alınır… Bitkin bulut alçalmış, su bile yorgun akar, Bitmiş bahçede neşe, her yer yalnızlık kokar… Minarelerde selâ, gözlerde sıcacık nem Ellerde birer mendil, ayrılık kokar bu dem Anladık ki sonunda, çabuk bitermiş ömür, Nerde kuşlar bayramı, nerde mangal, kül, kömür? Hüzün içerim daim, sönmez içimin hârı İşte böyle Yunusi, Simav’ın son bahârı Ekim 2008 Yunus Çetkin Gölcük, Sinecik, Eynal, Naşa, Çitgöl, Hisarbey Derler: -Var mı yörede bizden güzeli Hey! Birbirinden güzel bu beş yerde mangal yanar Kor kor yandıkça ateş insan cenneti anar Közde et cızıltısı, ağaçlarda kuş sesi Sesleri duydukça gelir insanın neşesi Her bir gölgede bir cennet sofrası kurulur Bu manzarayı görenler gönülden vurulur Sular fışkırır yerden, göklere buhar buhar, Gözlerde neşe vardır gönüllerde hep bahar Nice yollar kat edip yanmışlar için için Ebabiller gelmiş bize eşlik etmek için Ağzında yem bizi görür yönelir yuvaya Gördükçe neşelenir koşar ordan oraya Bitişi haykırır kâh ovaya kâh dağa nazır Yavrusunu büyütmüş leylek göçe hazır Ağustos böceğinin keyfi yine yerinde Karınca telaşlıdır, aklı hepten derinde Kel başlı dağlar aşağıya güzellik süzer Güzellik denizinde nice gönüller yüzer Başaklar boydan boya güneş rengini almış Her biri boyun büküp bir inzivaya dalmış Düşman mevziyi ele geçirme hırsına eş Kıştan intikam alma derdiyle doğar güneş Patos ağzında ekin duman duman kavrulur Tazyikli su misali toz toz külü savrulur Simav Dağından bakar yeşilin her bir tonu Seslenirler sürekli: “Hazandır yazın sonu.” Çaresiz, hazanı bekleriz yazılmış yazı İşte böyle Yunusi, Yeşil Simav’ın yazı Yunus ÇETKİN Simav, Temmuz 2010 |
kaleminiz zeval görmesin.
canı gönülden kutluyorum.
saygımla