2
Yorum
0
Beğeni
4,0
Puan
1180
Okunma
Gece saat onbir.
Dışarısı karlı , ama soğuk değil
Yürüyorum , beyazın hakimiyetine girmiş yollarda.
Yürüyorum umursamadan , düşünmeden.
Farkettim her adımda karın eridiğini ,
Yada eriten bir sebebiyeti.
Başımı kaldırıp baktığımda bankta birinin oturmuş olduğunu
Ellerini başına koyduğunu.
İçinde kopan fırtanayı ,
Gözlerinin yağmurunu ; acımadan akıtan biri.
Hıçkıra hıçkıra ; içindeki şimşekleri gün yüzüne çıkartıyor.
Korktum , o şimşekler yine içine düşecek diye korktum.
Pardon diyip ateşin varmı diye sordum.
Çakmağını verdi ,
Senin olsun , git dedi.
Gitmem kendinle beraber benide üzüyorsun.
Buna hakkın yok adın gibi biliyorsun ?
Nediyorsun sen , ne konuşuyorsun.
Sen benim beyazımı eritiyorsun.
Göz yaşlarına sahip çıkmıyorsun.
Benmiyim şimdi suçlu..
Anlamıyorsun , anlamıyorsun !
Erittiğin her kar , bi diğerini tüketiyor !
- OĞLUM !
Gel hadi eve gidelim ,
Bırakıp gitti seni ,
Seni sevmeyeni mi düşünelim ?
Ne kendini üz nede aileni ,
Gelmezsen ; burada beklerim ,
Seninle erir seninle biterim.
- Pardon teyze , ateş almıştım geri vereyim.
İzninizle bir kaç cümle bende söyleyeyim.
Ağla dostum ağla.
Şu anı gördümde , erisin ne kadar kar varsa.
Sorun değil beklerim bir sene daha.
Yeterki , geri gelmeyen şeyleri yapma..
Yapma !
4.0
100% (1)