Turuncu Pencereler
imbatlar doldurdum ceplerime
izlerinin hâlâ taptaze durduğu bu sahillerden gittiğin yollara yuvarlıyorum ardınsıra.. serin mavi rüzgarları gözlerimden.. gecenin ıslak yüzüne değdirdikçe yanağımı soğuk pancurunda ölü düşer ağır başım kapanmayan turuncu pencerelerinde öylece kıstırırım kudretine düne batışlarımı her sabah bir kaktüs dibinden toplayıp dururken (hayal)kırıklarımı.. ben nasıl bir surete bürünmeliyim şimdi her saat yollar yalazlanıyor önümde küçücük yüzünde kanıyorken düşlerimle şiltesinde yangın var bu şehrin heryeri kırgın heryeri kızgın zamansiz kurulan mahşerinde dalgası boyumu aşacak bilmiyor musun bana emanet bıraktığın denizlerin payesi canımı kıskaca tutan bu ağrı mı olacaktı göğsüme unuttuğun bir kaç tel saçın boynuma dolanmış düğümlenmiş urgan mı kalacaktı sığmıyor ruhum hiç bir yere nasıl bir karantinadan zamanı kotarıp yazgımı ellerine dökeceğim hangi şarkının avuntusunda keman yatacağım omuz uçlarına oyunbozan bir talihi diliyorum her aklıma geldiğinde içimde dağlarını yakıyorlar aylardır tenimi toprağa teslimiyetimde sönecek gibi bu yangın bunca şanssızlığımın ertesinde kapatmalı mı hayatın perdelerini yoksa elim bir trajedinin son sahnesinde... Faruk Civelek |
yanağımı
soğuk pancurunda ölü düşer ağır başım
kapanmayan turuncu pencerelerinde öylece
kıstırırım kudretine düne batışlarımı
her sabah bir kaktüs dibinden toplayıp dururken
(hayal)kırıklarımı.."
Güzeldi okumak, anlamak yazani ve kaybolmak bir gece vakti okunasi bir siirde..
Güzeldi,
Kutluyorum.