ferman-ı fitne…… turuncu entarinin çiçeklerine düştüm avuçlarında (h)cüzün medreseye gittiğin yaştayım anne polenler yağıyor korkularıma tırmalarken içimi endişenin elleri sırrımızı gecenin külahına anlattım……… şiirdeki yaşımdan gün almadım daha aklı (k)dindar kalemim her gün din değiştirir gözden kaybolurken tüm imtiyazsız dizeler ben en cılız mısraların ellerinden sıyrılıp kendimin sonuna geldim …… söyle ; sevinçlerim buradan geçti mi anne.? gördün mü .? gözü dönmüş gecenin haresini mürekkebim çekerken harflerin dişlerini bu son beyanımdır bil gitmeye duran tebdil ettim ölümü aynalı vitrinlerde kabzası kırık gençliğim yürümeye hevesli bilmez kaç siyah sayfa üzerime kapandı bilmez gecenin külahına döktüğüm sırrımızı kamaşan sularla yıkandı veda sözlerim araf’ta kurutuldu çıkmaya yeltenirken kınından akşam gümüş tepside sunuldu ferman-ı fitne kaç yırtıcı şiire yem oldum anne kaç uzun kalibreli intiharlar denedim sen duyma anne görme bak dinle ama duyup görme sırtlayıp sözcükleri yanına gelmek vardı şimdi acılarım direrken ayaklarını (k)açmak vardı turuncu entarinin çiçeklerine en iyi sen bilirsin anne polenler yağıyor korkularıma tırmalarken içimi endişenin elleri avuçlarında cüzün medreseye gittiğin yaştayım anne ve beynimin kovanında arıların cengi yerine koydum kendimi ama sen sakın yerime kendini koyma………….! gri gölge 2010 kocaeli |
mükemmeldi
tebriklerim kocaman
selam ve saygımla