Dua Etme.........
Bana dua etme bu ayrılık akşamında
temennide bulunma gerinde kaldığımda bana gelen herhangi bir dua vizesiz yaklaşır insanlığıma dualara yasadışı geçiş yaptırma BIRAK bedduayla doğdum duasız öleyim ilk giden sen değilsin bırak sendende diğerleri gibi nefret edeyim rakımın acımasız hiyerarşisinde ruhumu sensizliğe mahkum edeyim bana dua etme bu ayrılıkta hiç bir güzel temenni yakışmaz bu asi adamın çirkin simasına bana hoşşakal deme ne olur kaldığım hiç bir şehirde,hoşşa yaşayamam senden sonra dök içindeki zehri ve çek git ama sakın ağlama bana dua etme ne olursun kıyamam gözyaşlarındaki ALLAH aşkına bana dua etme bu akşam dualarını hayalini kurduğun minicik çocuklarına sakla beni cehennemin sonsuz davetine bağışla ne olur sanada küfür etsem diğerlerine ettiğim gibi bu ayrılık akşamında benden giderken çıkar iyiliğini bir defalıkta olsa şeytanın silüetinde beni taşla bana dua etme iyi olma giderken sana dair bir ülkeden ALLAH aşkına bırak tüm iyi dileklerini bir ihanet zamanında nasıl yakar aldatılan bir kadın aldatan sünepeyi beni öyle hatırla ve sök al kalbimden seni bana dua etme be sevgili sen o lailaheillallah gözlerinden dua metinlerken ben nasıl unuturum seni sen bana dua ederken ben nasıl küfürlerim o kutsal kalbini bana dua etme şimdi adabında terket bitir bakışlarımdaki dramatik seranomiyi bedduayla hayata merhaba demiş bu adamdan alma aykırı direnişini tüm dualar seninle olsun sevgili bana sana dair dualar yeter sen dua etme bu herife vebalimi taşıma o temiz yüreğinde seni ALLAH affeder bana dua etme yolcusun sen bu akşam yolcular durmaz gider ben olmadım hiç bir sevgi şiirinde dualar vizesiz girmedi hiç ülkeme şimdi sende gidiyorsun kapatıyorum bu coğrafi bölgeyi dua etme sevgilim azad et içimden seni yaşamak yaşamak değil çünkü sen gittiğinden beri ......................................... |
Soyup özenle kelimelerin anlamlarını
-dilim dilim-
Dokunmadan aşkı birbirimize yedir(miş)dik..
Harflerin yan yana üst üste dokunuşlarında
Kızarmıştı kelimeler,
Boylu boyunca serdikçe beyaz kağıdı önümüze
Bilseniz ne sabahlara gebe kalmıştı o geceler!
Suçumuz yoktu ki..
Esiri olmuştuk aşkın,
İki insanın ortak yarattığı bir düş dünyasının
Hiç kimselerin göremeyeceği gizli bahçesinde
Salıncak üstü sohbetlerde nice geceler uyuyakalmıştık..
Birbirimize hiç dokunmadığımız,birbirimizi hiç görmediğimiz halde
Öyle bir dokunmuştu ki ruhlarımız birbirine;
Sanki her doğan güne birbirimizin nefesiyle uyanmıştık
Bir şehirde bir yanı kanayan,
bir başka şehirde bir tarafı eksik iki insanı bağlayan,
Hani çene ve köprücük kemikleri arasındaki o uzuuun ve ihtişamlı boğaz'da
Dalga dalga içlere akan ne ihtiras gemileri yarışmıştı!
Sonrası malum..
Aç-tı yürekler
açık-tık...
Şiddetli titreme nöbetlerini takiben
(Ama yasakların çekincesinden,
ama aşkın çekiminden)
Harfler aynı şehvetle kendinden geçerek,
Kağıtlara akmıştı da;
Adı doğurgan aşk,
iki şairi bilmem kaçıncı kez
anne-baba yapmıştı
Evet seviş(miş)tik biz..
Daha evvel defalarca kez
Ve bugün ilk kez ..
Bir merhabanın ardından
Bir iç çekişine şahit oldu kulağım
(Belki de sadece aşkın zamansızlığına isyanıydı;
-bilemem
Çünkü o sıra nefes alamıyordum ben-)
Hal hatır yüklü cümlelerin yorgunluğu geçtikçe de telefonda
"an" iki insan'a dar gelmeye başlamıştı..
Yanındaki başka kadının,Uzağımdaki bir başka adamın gölgesinde
Göğüslerimizde elimiz,yerinden çıkmasın diye kalbimiz;
Unuttuğumuz duyguların mahmur bakışlarında,
Ateş sarmasın yanımızı
Yakmasın bu aşk ikimizi tekrar diye!
O iki insan nasıl kıvrandı bir bilseniz..
..
Ufacık bir kelebek
Usulcacık bir öpücük..
Mazi defterini açtırdı da önümüze..
Utan(ma)dık yine..
2. bölüme yelken açtık..
....
Bizim suçumuz yoktu!
Esiriydik aşkın..
Emredileni yaptık....
Yanımızdaki insanların mutluluğuydu esas olan..
Ve seçimlerinde yanılmış olmasınlar diye onlar
Sessizce seçimlerimizden vazgeçtik...
Telefonu kapattık....
Aşka veda ettik...