Her Doğum Ölüme GebeSesim yitirmeden nefesini Ne hoş sedalar yankılanırdı kubbemde Şimdi siyah beyaz kareler geçer gözlerimin önünden Çocukluğum, Yürümeden koşmaya çabaladığım Emzikli şeker için omuzlarımı silkerek ağladığım Tadı bi başkaydı zamanın Gençliğim Daha aş demeden Aşk diye yutkunduğum Yar diye bir hayırsızı seçip Ömrümü karalayıp, heba ettiğim Tadı mayhoştu zamanın Alacalı akşamlarda Acının gri rengi avuçlarımda belirir Yalnızlıkla savaşımı kaybedeli çok oldu Akrebin gönlünü etmeyi de bıraktım Yelkovandan af dilemeyi de Anladım ki her doğum ölüme gebe! Gülbeyaz Sarıoğlu ikibinonun/altıncıayının/yirmiikincigünü |