Savaş Ay; Bodrum sokaklarında insanlarla TV röportajı yapıyor.
Kendi asaletine hâkim ve ecdadının karşısında edebsiz hâllerden utanacak bir yüz taşıması gerekirken, şaklaban ve hayvanî şehvet duyguları taşıyan bir İsmail (ki İsmail kendisini verilen söze kurbanlığa, rıza gösterecek kadar asîl ve muti iken) bu Bodrum’da nasıl bir rezil ve zelil hayatı yaşadığını kahkahalar atarak Ay’a naklediyor.
..Ve ruhunda asillik taşıyacağı yerde kulağında bir zübbelik nişanesi küpe taşıyor.
..Ve Türk kadını yerine yabancı haspalara hastalıklı olduğunu gururdan sayıyor..
..Ve, vesaire vesaire ki bu vesairelerin içinde Türk’ün Müslüman’ına yakışacak hiç bir hâl yokken göğsü kuyruğundaki kabarıklığından başka bir mahareti olmayan Hindi gibi kabarıyor da kabarıyor..
İşte bizim şiirimizin kuyruk kabartısı da bu rezilliklere münhasırdır..

-Yerli halkı tenzihle, ahlâksız cemiyete-

Bodrum; fitne ocağı kim büyüttü kiminle
Bilmiyorsan şu Tık Tık İsmail’leri dinle
Karışık iş; oğlunu aldatmış gelininle
Fazilet Erkânı’ndan kopanlar böyle yapar
Bodrum zindanlarında paraya-pula tapar

Bodrum; namussuzluğu ayyuka çıkmış şehir
Bütün idealini yakmış ve yıkmış şehir
Boynuzludan, homodan ve gaydan bıkmış şehir
Kuduzluk dudakları öpenler böyle yapar
Kendisini parayla satan her dula tapar

Bodrum; bir taş misali vicdanı yok kanı yok
Musallâda bir ölü yanıp ağlayanı yok
Fatiha’sız, Yâsin’siz, Hatim’siz; Kur’an’ı yok
Dininden, imanından sapanlar böyle yapar
Şeytan’ına Şeytani dost bula bula tapar

Bodrum; necaset şehri, sel basılası yersin
Ahlâk direğine bir bir asılası yersin
Hangi kavimsin, Rabbim hangi belâyı versin
Rabbi yerine nefse tapanlar böyle yapar
Yok oluş sebebine kul iken kula tapar

Bodrum; dün daha güzel emindin huzurluydun
Geldi gaflet uykusu şehvet çığlığı duydun
Girilmez şekle girdin, uyulmaz akla uydun
Şeytan’dan Şeytan huyu kapanlar böyle yapar
Her yerde, Rabbi varken, bir yerde mala tapar