Ay IşığımTrajik yazgıların yollarını kollayan erkete gibi Zamanı binlere bölerek Kuzguni korkularda bekliyor yüreğin Meryem’in kucağındaki sıcaklığın aleve tutacak o çarmıhı Görmemezlikten geliyorsun işte... Beni gözlerinden ne zaman kaybedeceksin bilemem Aşka indirdiğin kılıç benim boynumda yuvalandı çoktan Sana kırık aynalardan bahsetmedim ben daha Her karesinde seni çoğaltıp durduğum duvarlarda //Ah benim hilal kaşlı Asena’m Senin içtiğin suya karışığım Ecelime astığım fener Ay ışığım..// Vurduğun balyozun güncesinde Tenime kırmızı mürekkeple kazınmış Senin ellerinde emanet duran kalın bir kitap mıyım ben Dudağınla ıslattığın parmak uçlarından beslenen.. Kaç aşk zamanı arkanda kaldım..söylesene ay ışığım Ya da önünde yorgun bir karayeldim Bir defa beni sevdiğini söylemesen de hiddetince Ardına bakan gözlerim de nehirler yürüttüm peşinden Sularını sürebildiğimce Nasıl bir aforozun acı şerbetinde aramızda hakem duracak firak Ya da buzlara kazıdığımız o masum yeminlerden akan kıskançlık Acıtılmış, ezilmiş bir devire ‘’lale’’hep sen kalacaksın Ve şiirlerinin üstünde bitap düşecek kirpiklerim Seni hayal hamağımda sallamamdan yorulacaksın Sen.. Ay ışığım Biliyorsun Ben kuzeyin çocuğuyum Beni beyaz gövel kanatlarına değdirerek ‘içecek misin’ Bir şarkının nakaratında diline bal arısı düşermiyim yoksa Devrik vagonlardan yıkılsa sesim kulak diplerine Kapkara ummanın çocuk meleşmesindeki bozuk lehçemle Ak denizde.. Ya da.. Ecelime yakın bir yerlerde Faruk Civelek |