Hayme Analarım
“Hayme Anam!
Kur çadırını kur yine. Domaniç’te yer bulamazsan, Evlatlarının gönlüne göç. Unuttular sizi oban kalkıp, Tarihe göç ettiğinden beri.” Hayme Ana salla Ertuğrul’un beşiğini, Siz beşik sallayanlar bilin hikâyenizi. Bacıyan-ı Rum nedir diyenler, Dönüp tarihe bakı versinler. Çadırda başlayan bu hareketler, Nine hatunlarla kurtuluşa erenler. Düşse evladı Oğuz kansa cepheler, Sakada onlar, koşuşan hemşireler. İyi bakılsa görülürdü cengâverler, Kılıç sallar bizim babaanneler. Hala Sultan şehit düşer Kıbrıs’tır eller, Lafa gelince çarşı-pazar onlara yasak derler. Gündüz’e Alp, Tuğrul’a Er diyenler, Onlara kan, can, süt verenler. Onlar beşiklerde evlatla beraber, Devlet sallarlar var mı haber. Kucağına bebe yerine top mermisi verilenler, Bilenler bilir sizi tarife var mı gerekçeler. Uyku sallar, acı sallar, umut sallar o eller, O ellerin hepsi öpmeye değer mi değer. 07.03.2009 / İSTANBUL Abdülkadir Kalay |