Zaman Bendi Bursa
Bir lodos eser Keşiş Dağından,
Uludağ’ın ıslığı olur gelir, İlk uğraktır kiremitler, Tutunurlar Bursa’ya bacağından. İki cengâver izler Gümüşkubbe’yi, Ulu Camiî’nin temeli atılır balkanlardan. Mehir olur Nilüfer’in taşı-çakılı, Şaşırır simyacılar kimyayı akılı. Ekmek kokar çarşı-pazar, ’Müminler somun, somun’ der de, Niceleri doymuş bu nimete, Şifadır kim bilir kaç derde. Çekirge’de Hüdavendigâr, Sığırcıklar kanmaz boldur tasda sular, Çekirgeler kalmaz sular hasda dolar. Mevlitler okunur, Kıraatte Süleyman’lar. Oyunların gölgesi düşer perdeye, Hacivat şakalaşır Karagöz’le. Yağmur yağar Muradiye’ye, kar yağar, Sultan Murad’a damla, damla akar, Torunu Cem hemen yanında yatar. Mahzundur Yıldırım masumca, Mağrurdur cihangir kadimce, İzler var fetretten Yeşil Türbe’de, Fetretzâdeler yarışta hâlâ kanımca. Emir Sultan’ın kandilleri durmadan yanar, İstanbul’dan Fatiha ile gelenler var. Kapıları gönülleri fethedenler, Tarife gerek yok, çok onları bilenler. Akbıyık Sultan ile Molla Hüsrev, Onlar şimdilerde artık Burseviler, Bilmem ne yapar şimdi bizim geyikler? Üftâde ile Molla Fenari, Kadı Mahmud’un atının izleri, Onlar tutar zaman ötesinden feneri. Bursa’da tarih, zaman, yaşanılan an, İlerde de olsa tarih, mekân aynı mekân, Biraz ilerlemiş akrep ile yelkovan, Topu, topu iki tepe arası mekik dokuyan, Bir batında doğmuş iki kahraman. Şimdi, Bütün parçalar oturur şimdi, Kündekâri gibi yapılır şimdi, Nilüfer suyunu akıtır şimdi, Nazlı, nazlı bakar salınır şimdi. Sular şehri yeşil Bursa, Bu ben keşke otağ kursa, Benliğini orda kırsa, Kozahan’da beze sarsa, Ne olmuş sokaklar darsa? Ayakları tutan karsa, Palet olur kızak olur, Kayak olur sevdam orda, Çınarım, tarihim, ânım, Zaman bendi yeşil Bursa. Abdülkadir Kalay |
güzel şiirinizi kutlarım saygılar