Acele Samanpazarında Sahibinden Satılık
Sözlerimde baharat kokusu mu var?
Genizlerini mi yakar? Koklamaya mı korkar? O beni samanpazarında aktara satar. Çıkrıkçılar yokuşunda ayak bağım var, Sanır mısın adım atar, Çözsün beni çıkrıkçılar, O beni samanpazarında çıkrıkçıya satar. Kitap yüklü bensiz kütüphanem var, Arası küf dolu yapraklar, Tozlanmış yalnız raflar, O beni samanpazarında semerciye satar. Esvap giydirdiğim bir mankenim var, Nerede bu camadanlar, Hamailler kayıptalar, O beni samanpazarında modacıya satar. Kadife kutumda inci-mercanım var, Atlas kumaşa sedef kakmalar, Doymuş ustaya artık çıraklar, O beni samanpazarında antikacıya satar. Kış gecesine saklanan bir yorganım var, Üstüme döşediğim yorganlar, Bir fincan kahvemdi sorarsalar, O beni samanpazarında kahveciye satar. Keskin kılıçları anlatan dilim var, Kından çıkan kılıçlar dostlar, Susarsam içimi kaplar paslar, O beni samanpazarında demirciye satar. Hâli hatrı, aç karnımı soran bir anam var, Sığar mı bana şimdi zıbınlar? Çok özledim sizi kundaklar, O beni samanpazarında beşikçiye satar. Ezan okundu namaza vakit mi var? Arslanhane camiindeki saflar, Bekleyin arakiyyem başımdalar, O beni samanpazarında keçeciye satar. Ruhuma isyan eden bir bedenim var, Urganlara ilmek atanlar, Ne bekler urganı tutanlar, O beni samanpazarında Hacı Bayram’a satar. Aşağıda beni çağıran bir kandilim var, August mabediyle yan yanalar, Hacı Bayram-ı Veli diye anarlar, O beni samanpazarında eskiciye satar. Abdülkadir Kalay |