MUHANNETSİ GİDİŞİN
MUHANNETSİ GİDİŞİN
Tek yürekle biz olup maddelerden azâde Yeryüzünden koparak arşta âlem yaşadım Isındıkça yüreğim, zirveler çekti beni Orda kalırım sanıp hayatı alkışladım. -Nakışlanan bakışın, hepsi benimdi benim! -Zerrelerim mutluydu yükselirken bedenim! Düşüyorum şimdi ben, o yüce kaf dağından Bir şehir kaydı sanki ayağımın altından Zehirliyor kanımı muhannetsi gidişin Ruhumu yerden kesen gelişinin ardından -Senin de kopuyor mu kütleler yüreğinden? -Yer yarıldı ben kaydım ayrılıp da giderken. Somurtuyor karşımda mutsuz şimdi o resim Kavuştu bak dişlerim, gelmiyor ki gülesim Böyle uyanmak olmaz neden efsunu bitti? Rüya imiş yaşanan geldi geçti bir mevsim. -Anladım ki sevdiğim sen olmuşum ben meğer -İrtifa kaybediyor artık bütün değerler Gidişinle boşaldı, kimse yok bu şehirde Yeniden dolar mı ki bir gün olur gelirde? Sabır zincirleriyle bağlanan ayaklarım Zirvelere bakındı: “ şimdi nerdeyim nerde? ” -Ellerim iki öksüz sarardı yaprak yaprak -İçimde ışık söndü gözlerime iyi bak! Bir daha seyredeyim diye izlerken seni Yutkunan gözyaşlarım o an susturdu beni Sen duymazsan sevdiğim kim duyacak sesimi? Akıp gitti ardından mutlu gözün güleni -Mecburiyet yoluydu, demedim ‘gitme! ’ diye -Dönüşü mü olur ki? ’Vakit geçti’ desene! Tek bedenle ısınan dünya soğuk, ışık loş Mânâlara ne oldu? Altı üstü hepten boş Evren acı çekiyor tıpkı yüreğim gibi Vurgunu dünya yemiş, elâlem benden sarhoş! -Neylersin aziz dostum her şey yalancı, fâni! -Başlar ve biter böyle mutluluğun tarihi! ASUMAN SOYDAN ATASAYAR 2010-İstanbul |
kutlarım