Onulmaz Bekleyişler
Umudun oyalıyor yüreğimi hala
Hiç kötüye dilim dönmüyor hakkında Defalarca utancımı yapıştırsam da yüzüme Kızaran çehremi göğsüme gömüyorum Karanlık bir kuyu kenarında bekliyorum sanki… Tebessümün yansıyor gecenin kıyısından Bir oda ötedesin sanki Olur, olmaz hayaller yakalıyor ruhum Sana benzeyen Mum yangınındaki fanus sızarken Sıcaklığı senin ellerinden y/akıyor Teninin kokusunu çekiyorum göğsüme Nefes nefes Göz kapaklarının altında soluklanıyor, Garip bir düş üstünde uyuyorum sanki Bin bir ihtimallerle sabaha d/üşüyorum… İki yüzlü keskin kılıç kol geziyor seherimde Kocaman bir adam ağlıyor içimde sanki Kanatsız bir kuş gibi düşüyorum sana doğru Boğazımda kilitli seni seviyorum’lu bir soluk Daha kaç zaman saklayacağım seni… Göz sürgünlerine ateşinle közleniyorum Yoksul güz dönümlerimde öksüz başım Onulmaz bekleyişler törpülüyorum ardından Sığ bir tümceden sana koşuyorken Ay gizemi dudağından düşüyor suretin Uzak mı uzak Sınırlarımın ihlal esmerliğine dem vuruyorum… Sana yağmalanmış bir ömrü karalarken Baskın imgeler düşüyorum her satırda Mısra mısra serüvenler sürüyorum ardın sıra Paranoyak harflerle süslüyorum şiirleri Sonrasında dilimden düşürdüğüm bir sözcükle Ölüyorum sabah/tan akşam/a İki kişilik hayatımın Tek kişilik gerçeğinde Ve her karesinde sana b/ölünüyorum… Yüzümde çiğ/demlenir bıraktığım bakışlar şimdi Uzanıyor boylu boyunca karanfil dudağından Her gece sensizliği kokluyorum uzaklardan Ve her defasında Sen doluyorum gün boyu sonrasında Sana dayanıyor sınırsızlığım Çaresizlik kundakladıkça biçareliğimi Derin ağrılarla s/ararım mağrurluğumu… Nemlensin kirpiklerim yine rüzgârından Elbet bu sonsuzluğa bir nokta konacak Nasılsa geceler can çekişiyor esrarından Mutlaka sana ayarlı o ketum vakit sonlanacak… //..Göğsüne doldurduğun kaprislerini Ellerin sağadursun Bekliyorum kıvılcımlı öpüşlerini Gel n’olursun..// Faruk Civelek |