İnce Sızı
İnce bir sızıdır, ruhumu sardı
Teklifsiz, davetsiz, içime daldı Toplanayım derken, ikiye yardı Çaresi olmayan, dertlere saldı. Sol yanımdan vurdu, yedi, bitirdi Adresi belirsiz, yere götürdü Deryalara attı, dibe batırdı Anlamadım gitti, bu nasıl haldi? Gönül bağlarında, solmuşum gibi Vurdu, yaraladı, elmişim gibi Sanki değirmenden gelmişim gibi Siyah saçlarımın, rengini çaldı. Sırtında kabanı, başında bere Dengildi yastığa, uzandı yere Allah böylesini, düşmana vere Yatıya geldi de, çakıldı kaldı. Hangisini desem; dert, dert üstüne Döndüm Herodot’un antik büstüne Bilmem ki feleğin, bende kastı ne? Ruhumu bedenden, sormadan aldı. Necati bu ağrı, kaldı başında Okunur ismimiz, mezar taşında Mazereti yokmuş, bunun dışında Ben olsam da kalkmam, yerini buldu Beni onulmayan, dertlere saldı. Necati Ocakcı |