MEMLEKET TÜRKÜLERİ
Kaderin susuzluğunu bulurum ben hep türkülerde
Yanan köz misali yüreğin öksüzlüğünü dile getirirler Döküldükçe sazın tellerine Toprağımın kokusu sinmiş sanki benliğine Memleketimin alı yeşili çiçek çiçek türkülerde Gurbeti hasreti ta can evinde duyurur Buğday sıcağında kavrulduysan Bir ağaç serinliği olur Hasret döşeğine uzandıysan Seni yâr sesiyle uyandırır Kadere karşı kahır kazması olur Yaşam örsündeki dövülen bedenleri Bir tek türküler dinlendirir Türkülerdir çatlamış toprakları sulayan Alın terini anlatan Türkülerdir yosunlu oluklardan içtiğin O buz gibi suları dile getiren Oy dağlar, başı dumanlı dağlar Mendil tutmuşlar er davulun önünde türkülerle Desen desen halılarda Koyun sürülerinin çıngıraklarındaki egzotik havada Yüreğimizin katığı, umudumuz Türkülerin dilinde sabrımız Türküler dolusu memleketim Hep türkülerle benim İzlerini taşımış yürek yaralarının gözyaşlarının Bağrı yanık ananın sesi olmuş Boğmuş acısını türkülerle Bir güzelin yüreğindeki canlısını dökmüş Nağme nağme sazın tellerine Bu yüzden sevgi yorgunudur türküler Onlar yürek kıvrımlarında bestelenir Gönül sazının teline vurdukça Türlü türlü dileklerle nağme olur Sevda olur hasret olur Yelken açar bütün duygulara Kanat olur göğsümüzdeki kuşa Yüreğin özü gönül sözüdür Kısacası yüreğin bestesidir Bir ses gelir bazen içinden Çok uzaklardan bir ses Martılar yükselir göklere Turnalara dağları aştırır Bir dağın yamacında baharı yaşatır Ve yağmur tanesi gibi iniverir yüreklere Ağrımaz mı hiç türküler dinlenirde yürek ağrımaz mı? Kimler sevdi de teselli bulmadı türkülerle Kimler gitti de kaybolmadı içinde Okudu gönüller onunla aşkı ezberden İçirdi sevdayı içirdi asırdan asra bitmeyen busesinden Vur aşığım vur gayrı şu sazın tellerine Daha bizim nice nice sevdalarımız saklı Bizi bize anlatan memleket türkülerinde Yurdagül ÖZAY |