YÜREĞİMİZİ ASTIK GECELERE
Unuttum unutuldun
Hangi gecelerde gezinirdin Gün doğar mıydı üstüne Açar mıydın özgürce dallarda Aramıyorum seni uçsuz bucaksız seherlerde Taşımıyorum vebalini Unuttum sancılı gözbebeklerini Unuttum tutsak gülüşlerini Hüzünlü bakışlarını unuttum Unutuldun desem de sakın inanma Sen hâlâ çıkar yolum hâlâ ışığımsın Sorumsuz günlerde Çoban misali yokluğunu güderim Ürperen mavice umutlarda yine seninleyim Sen ve yeni gün Sanki yeni bir şiir gibi hazırlanıyor Asırlık hikâyen kirpikle göz arasına Yine beni tutsak ediyor Varla yok arası yorum yapmak Öylesine zoruma gidiyor öylesine Geçmiş günlerin sancısını unuttum Kara mevsimler silindi Bir güvercin tutsaklığı değil yaşantımız Gözyaşlarımdan urgan yapıp Yüreğimi asmıyorum gecelere Karanlık koridorlarda kaybolmuyorum Günün saatleri acı adına kahır öğütmüyor Ayın çığlıklarıyla irkilmiyor sessizlikler Utanmıyor mehtap ölü kelebeklerden Desem de sakın inanma Yine sorumsuzluklar yine sancılı günler Yine endişeli zaman yine kuşkulu saatler Umutsuz duygularla yansır karanlığa düşler Yaşam duvar ilanlarında asılı Meydanlarda acılar pazarlanıyor Sevinçlerimiz çalınıyor habersiz Yarınlar umudu değil aldanışı sunuyor Yine çiçeksiz mevsimlere kaldık Yine şüphelerin tutukladığı Ayna yansımaları Karanlığa kurulu düşler Bağışlama reddediliyor merhametler terk ediliyor Her yeni doğan gün suç ertesi Giren her gece vicdan muharebesi Sanki bu dünyada kalmadı Hiç kimsenin yaşam hevesi Gittin gideli değişmedi ki Yaşadığımız yine kahır ülkesi Yurdagül Özay |