Neydi fark edemediğim ayrıntı!Yoğun bir uyku bizarlığım vardı Ne kadar çabalamamda, gözlerimi ovalasam da başaramıyordum Meğer ne kadar dalmışım, hangi esinle gecenin hazin yolculuğuna uzanmıştım Düşlerin deryasında, uhdelerin solgunluğunda ve umutların hülya sayfalarındaydım Açılan pencereden sesler geliyordu Bulvarın sakinleri dur durak bilmeden bir yarışla koşturuyorlardı Ahengin kaybolduğu, ruhun anlam bulmadığı melankolik etap taş çıkartıyordu Belki ilkbahar farkı, belki sabah algısı ve beklide heveslerin salkımı açığa çıkıyordu Kuşların şakıması, rüzgârın aşkı Yaprakların bahtındaki sadakat sanatı, ağacın toprak altında ağzı Nebatatın ve hayvanatın ölüm idrakinin olmayışı, yüreğin kan pompalaması Kalbin insan için elzem olan firakı alıp götürüyordu bir yerlere, suskun düşüncelerle Ruhun yetisinde, idrak efsundur Kalbin rahlesinde aşk, her uzvun ve iradeyi zanaatın mukadderatıdır Keramet takva cenahında, ihlâsın sevda sağanağında lütfedilen hali fermandır Beyin zarı, nefesin arlığı, halin suskun sedası, malın ecri kalası aşk figanıyla vardır Fecrin efkâra ram olmuş halinde Muştuların beklenen kadrindeki ahenginde hikmeti nasip hakikattir Rızk sadece yenen ve içilenden ibaret değildir, lütfedilen ise gözle erişilen midir Ruhun suskun yetisinde, kalbin dillere destan olan mukadder halinde aşk fermandır O an temas eden ellerle ayıldım Mütebessim bakam gözlerin derinliğinde bilmem ki neleri arandım Bir kez daha geçmiş yıllarım için, esinleşmemiş kederin mahcubiyetine kandın Dalgınlığımın ve alıp götüren sancının hesabıyla halimin fakirliğini esefle araladım Mustafa CİLASUN |
Kuşların şakıması, rüzgârın aşkı
Yaprakların bahtındaki sadakat sanatı, ağacın toprak altında ağzı
Nebatatın ve hayvanatın ölüm idrakinin olmayışı, yüreğin kan pompalaması
Kalbin insan için elzem olan firakı alıp götürüyordu bir yerlere, suskun düşüncelerle
Güzel benzetme ve ifadelerle çok güzel bir şiir okudum kutluyor,saygı ve sevgilerimi yolluyorum.