Kimi sevsem ülfetiyle aşka erişsem!Hoyrat bir meramın hülyasındaydım Geçmiş yılların şahikasında solumayı bırakıp dolaşmaya çıktım Ruhumun mahzunluğunu, kalbimin bizar lığını unutarak başlangıç yapacaktım Halin fakirliğini, çilenin güzelliğini, sabrın latifliğini, kanaat şevkini anlatacaktım Şöyle bir etrafıma baktım, yalnızdım Kuşların şakımaları, yılgınlaşan köpeğin uzanıp sızmasıyla başladım Kedinin miyavlayarak yakınlaşması, gözlerimden medet ummasıyla dalmıştım Balkondan sarkıtılan sofra bezini fark edip ve bir anda uzaklaşmasıyla hayıflandım Çocukluğumda sevdiğim bir kedi vardı Kurşuni renklere bezeli olduğundan, ismini “duman” olarak koymuştum Ne vakit yalnız kalsam, hüznü yudumlayarak kuytu köşelere saklansan o vardı Sıcaklığıyla kucağıma atılır, yumuşaklığıyla gözlerime takılır anlamak isterdi hali Ne hikmetse çocukluğum hazin geçmişti O yıllarda geçinmek, fırınlarda haftalık ekmeğin pişmesini beklemek vardı Ne kadar bayat olsa da, bir zeytini dört parçayla katık yapsak ta ses çıkmazdı Zavallı babam gecenin bir vaktinde, uyku gözlerinden akarken, sessizce çıkıp giderdi Oyunlarımız masrafsızdı, arzu sınavdı Gelip geçen, sanki görülmüyormuş gibi birde ulu orta reklâm eden satıcılar Bir yelkenli misali gözlerimizin önünden geçip giderken yutkunur öyle kalırdık Ne kadar hevesimiz kabarsa, gözlerimiz umutla aransa, kaybolana kadar beklerdik Yine çaresizce sükût eder, oyuna dönerdik Komşular dayanamayıp çocuklarına aldıkları vakit, biz boyun bükerdik Sıcak bir çorba yetiyordu, akşama aşma makarna veya patates soğanla yeniyordu Çay o vakitler çok kıymetliydi, ağır misafirler için düşünülürdü, ev halkı için yoktu Pek vahim olarak parti kavgası yaşanırdı Dost, akraba kim varsa ve kendi gibi düşünmüyorsa düşmanlık başlardı İslami yaşam, hukuki kavram, ağalık geleneğinde akşam nüfusla anlamlaşıyordu Söz ve düşüncen kadrin kadar iltifata tabiidir, asabiyet her manada önemli gerekçeydi Mustafa CİLASUN |
Komşular dayanamayıp çocuklarına aldıkları vakit, biz boyun bükerdik
Sıcak bir çorba yetiyordu, akşama aşma makarna veya patates soğanla yeniyordu
Çay o vakitler çok kıymetliydi, ağır misafirler için düşünülürdü, ev kaklı için yoktu
Pek vahim olarak parti kavgası yaşanırdı
Dost, akraba kim varsa ve kendi gibi düşünmüyorsa düşmanlık başlardı
İslami yaşam, hukuki kavram, ağalık geleneğinde akşam nüfusla anlamlaşıyordu
Söz ve düşüncen kadrin kadar iltifata tabidi, asabiyet her manada önemli gerekçeydi
can dostum yüreğine ve emeğine sağlık kutlarım...
sevgı ve saygılarımla...