TUT ELLERİMDEN BABA...
Bir elimde umutlarım
Bir elimde imkansızlıklarım(hüzünlerim) Düştüm hayallerimin peşine. İnadına inadına bindim imkansızlıkların sırtına Son durak vuslat. Bir sarılış Bir koklayış ve gülyüzün Sana geldim baba Sana geldim... En asi umutlarım En deli sarılışlarımla Bohçamdaki sevgi azığımla Kilitledim sevgisizliklerimi karanlıklara Ardımda bıraktım senden gayrısını Sana koştum yalınayak dikenlerin ayaklarıma Batmasına aldırmadan Coşkun ırmaklar gibi Amansız seller gibi Sana geldim... İşte zaferim ve Varlığının bayram günündeyim En güzel bayramı yaşadım seninle Sevgisizlik yükünü aldın Önce sırtımdan Sana sarıldığım o an Tüm ayrılıkları vurdum şakağından Kokladım başımı kaldırmadan Kokladım,tüm hücrelerim sen kesildi Ben benlikten çıktım Sen kesildim Nefes nefes kokladım seni Kanmadım kanamadım baba Sevinç meltemleri esti Ilık ılık yüreğimde. Gönlüm sımsıkı tutundu Çığlık çığlığa susarak Yaşadım vuslatı.. Sahi çağlayanlarımı görmedin mi Neyin nesi bu suskunluk diye düşünmedin mi? O asi bıçkın hallerimin O çıldırmak istediklerimin O sabırsız hallerimin Kokunu nefeslendiğim an Nasıl suskunluğa boyun eğdiğini? Sana gelirken ateşler saçıyordum. Korktum Senin gönlündeki ateş Benim bağrımdaki ateşe dayanırmıydı hiç? Ben nasıl bağrımda tutmam Nasıl boyun eğmem Korktum baba Suskunluklarımın senide yakmasından... Oysa ki gönlüm aklıma içli içli sesleniyordu. Gönlümün kararını zorla kabul eden aklım Hüznünü yinede dindiremiyor Suskunluklarım ve imkansızlıklarımla cebelleşiyordum Bilirsin bir volkan kaynar suskunluğumda sarar bedenimi Ateş ateşi yakar mı büyütür mü? Güneşten kopan dal mıdır bu yangınlar Dağ dağ yıkılır üzerimize Bahar çiçekleriyle Al al güllerle gelir, Gelişlerim gibi Bu yangının adı her ne ise Canımı yakmadan yakıyor Kabuğunda yanan nar tanelerimidir ki Bu kora dönen alevler Yanan korun dumanı görünmezmiş Birer nokta yıldızmış onlar Buselerde kalan gözler gibi Nasıl feryat edilmez bu vuslatın ayrlığına Yağmur öncesi gokler haykırır Şimşekler ve yıldırımlar anlatır Ve sonra dökülür toprağa özlem damlaları Toprağımdaki kara elmas Ala döner yüreğimde Kalem acıya banıyor yine bu gece Nar taneleri yanıyor ateşler içinde Ve kor olan özler Düşüyor kağıtlara Düştükçe özler damlıyor gözler Her damlada sen, her damlada ben Savruluyor dört bir yana küller Sararken özlem rüzgarları Oysa sana gelmeden önce Hep senli hayaller büyüttüm içimde Ah babam bu nasıl hasrettir böyle Sana sarılmak öpüp koklamak Canıma sarmak istedim Ama yıldızlar kadar uzaktın bana Oysa ki başımı okşayacak Sırtımı sıvazlayacak Bana şefkatle uzanacak o ellerini nasıl aradım Uçurumlar vardı uzak yollar O uçurumlardan atlayıp gelmek istedim Attım kendimi sana gelmek için bazen O uçurumlardan Taşa bağlandı ayaklarım sanki Tüm suskunluğumu bozup Mesafeleri yırtmak istedim avazım çıktığınca Sensizken çok ağlıyorum baba Duyabiliyormusun beni? Gözyaşlarımı biriktiriyorum Birgün sana sarılırsam O şefkatine muhtaç gözyaşlarımı Tıpkı bir yağmur gibi üzerimize boşaltacağım İşte bunun için ağlıyorum baba Sende hiç ağladın mı baba? Benim yüreğimin acıdığı zamanlarda Hissettinmi bu sevgisizliğimi. Yüreğim karanlıklardaydı Kurtarmak istiyordum o karanlıklardan kendimi Görmüyordun ciğerime saplanan hançeri Yandıkça yanıyordu kan kokan alevler içimde Sevgisizliği taşımaya çalışan yüreğim Ve acıyan yanımla sana geldim baba Beni acıtma baba giderken İşte bir zaferin sonu Yine ayrılık çanları çalıyor bak Kulaklarımı tırmalarcasına Kırılıyor yine tutunduğum dallar Ağlamam ben ayrılığa inat Dişlerimi sıkarım Kafa tutarım herşeye İçimi kemiren korkulara inat Belki bir gülü dermeye çalıştım Dikenlerinden korkarak Nasıl gider ayaklar Onca yürüdüğümüz yollar Hesap sormazmı Gitme baba gülünü soldurma Heryanım sen kokuyor Ciğerime kadar çektim Gitme baba Dokunma kalsın herşey olduğu gibi Sende kal yanımda Hatıra kalmasın bir tek Bilirimki hatıra olduğu zaman sen olmayacaksın Tut ellerimi baba bırakma İçimden neler geçiyor bir bilsen Sol yanımdan hiç ayırmadım seni Bitermi ki yazmakla diner mi bu hasret Korkuyorum baba Ben anlatamasamda sen anla korkularımı Yokluğunla başbaşa bırakma beni Gözlerim sana her baktığında Sevgimi oku susmalarımda Ayrılık düştü yine payımıza Yine sensizlik dayandı kapıma Vuslata kesilen biletlerin adresi, şimdi meçhulleredir Bu ayrılık bitmez, bu hasretlik tükenmez Kör olası bahtım utansın, bahtım utansın... Sessiz sessiz akıtırım gözyaşlarımı Çırpındıkça kopamayan sancı gibi kıvranırım hasretinle Varsın adı olmasın ama sevgi işte baba Ölesiye bir sevgi, çıldırasıya bir hasretlik Düşünü hayalini kokusunu canıma sardığım Bu nasıl bir sevgidir büyür büyür içimde Korkarım taşıyamaz bunu bedenim Candan can gidince canda can kalır mı? GÜLTEN TELLİOĞLU - ZONGULDAK |